ocakta unuttum eylülü
hiçbir yangından kurtaramadım yalnızlığımı, dardayım ay yüzlüm.
yanınca şarap, gölgesini kapı arkasına asıp,
mahzene koştu içimde bir üzüm.
kirpiğimde takılı kaldı yağmurun gülüşü,
söndürdüm geceyi güneşle,
sensiz, hayatla körebe oynuyor iki gözüm.
bir kemanın nihavent telinde mi
bir içli Diyarbekir türküsünde mi
yoksa yorgun bir albatrosun gövdesinde mi uyuyor hüzün?
bilemedim, bilinmezlik girdabındayım ay yüzlüm.