Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

160 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
24 saatte okudu
Işığı Söndürülen Aliye Öğretmenin Hikayesi...
Herkese Merhabalar, Yıllar önce filmlerini ( birkaç farklı uyarlaması bulunuyor.) izlemiş ve o çocuk aklımla kafamda, Aliye Öğretmenin başına gelenlere çok üzüldüğümü hatırlıyorum. Birkaç defa kitabını da okumak istemiştim ancak yeni okuyup bitirmek nasip oldu. Kitabı bitirdim ama o gerici, yobaz ve din kisvesi altında bilinçsiz cahil halkı kullanan, sözde hocaları dinleyerek, suçsuz günahsız insanların başına gelenleri okuyunca bana bir titreme bir sinir buhranı geldi. Kitabı bitireli 4 saat oluyor ancak yorum yazabiliyorum. Kitabımız, İstanbul’da eğitimini tamamladıktan sonra Anadolu’ya giden ve burada dürüst, adil ve idealist bir şekilde öğretmenlik yapmak gayretinde olan Aliye Öğretmen’in, daha ilk günden kadın olması, aydın olması ve güzel olmasından kaynaklı köyde zorluklar yaşamaya başlıyor. Aliye, Ömer Efendi ve Gülsüm Hala ile birlikte yaşamaya başlıyor. Bu iki tatlı insan onu kızları yerine koyuyor ve seviyorlar. Zengin, nüfuzlu ailelerin çocukları ile fakir ailelerin çocuklarına eşit bir şekilde davrandığı için ilk günlerde eşrafın tepkisini çeken Aliye, kendinden emin ve adil tutumu nedeniyle kısa sürede kasabanın büyük çoğunluğunun sevdiği ve saydığı biri haline geliyor. (Tabi bunu çekemeyen deyyuslar var.) Ancak, Aliye’nin en büyük düşmanları Yunan askerleri değil, ne olursa olsun kendi çıkarlarını düşünen, her türlü ilerlemeye kapalı, dini kendi çıkarlarına alet eden yerel şahıslardır. Bu dönemde Yunan işgalinin başlaması, eşraf içinde Aliye’yi sevmeyen farklı kişiler için bir fırsat haline gelir. Dini kişisel çıkarları için kullanan Hacı Fettah ve Aliye’nin evlilik teklifini reddetmesini kaldıramayan Uzun Hüseyin Efendi, Yunan karargahına giderek kumandan Damyanos’a kasabanın kendilerini beklediğini, işbirliği yapmaya hazır olduğunu ifade eder. Tek şartları, Kuvayı Milliye’yi destekleyen Aliye’nin Uzun Hüseyin Efendi ile evlendirilmesidir. Ancak Aliye, Kuvayı Milliye çetelerinden birinin başı olan Yüzbaşı Tosun Bey ile nişanlanması olayların seyrini değiştiriyor. (Burada yazar bu ilişkiyi daha uzun anlatabilirdi bana göre çok oldu bittiye geldi.) Damyanos Yunan ordusu ile kasabaya girdiğinde, Tosun yakalanana kadar Aliye’nin kimseyle evlendirilemeyeceğini söyler – ancak o da, ilk görüşte bu kendine güvenen, idealist kadına aşık oluyor… (Tipik Bir Yeşilçam Hikayesi Gibi…) Hacı Fettah ve Hüseyin Efendi denilen iki yılan, Türk ordusunun yanında olacağına, Yunan ordusunun yanında olup, içten karışıklık çıkartıp, kendi emellerini gerçekleştirmek adına çirkin emellerine giden yolda her şeyi mübah sayıyorlar. Öyle ki, nefretin ateşiyle (Tabi kendi kafalarinda ki sözde şeriat dusunceleri bu durumu ile karistirdiklari fikirleri) kadınları öldürmek ve parçalamak gibi gayelerini okuyoruz. Pardon da Dinimizde cinayet ve işkence veya kadına eziyet, yalan günah değil mi ? Bu zihniyet şuan bile hala duruyor. Herkes tabi ki böyle değil, ancak bu zihniyette olan ve kendi karanlıklarını herkese yaymak isteyen zihniyet tez zaman da kaybolur inşallah. Hikayenin kalanını uzun uzadıya anlatmaya gerek yok ki o malum Vurun Kahpeye sesleriyle kalabalık bir topluluk tarafından köy ortasında linç edilme sahnesi ile Aliye Öğretmen öldürülüyor. Sonra o 2 münafık idam ediliyor da ne oluyor, masum bir öğretmen katledilmiş… Hele o Yüzbaşı Tosun Bey denilen kişiden nefret ediyorum. Sen nasıl bir adamsın da Aliye’yi korumak için bir yol bulamıyorsun? Neyse ben daha fazla sinirlenmeden gideyim. :) Puanım : 8
Vurun Kahpeye
Vurun KahpeyeHalide Edib Adıvar · Can Yayınları · 202310,5bin okunma
··
1.158 görüntüleme
şeyda karagöz okurunun profil resmi
Bir İngiliz casusunun İtiraflarini okumanızi da tavsiye ederim
İlker okurunun profil resmi
Öneri için çok teşekkürler, listeme alıyorum o halde :)
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.