Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

496 syf.
7/10 puan verdi
#kitapyorumu 4/5 ️️️️ 8/10 ️️️️️️️️ “Zaten seninleyim ve hayatın benim için biçilmiş kaftan,” dedi. “Sen bu halinle bana yetersin, Nathaniel Thorn. Daha fazlasını istemiyorum.” Direkt konuya dalmak istiyorum. Kitabı sevdim. Sevdim sevmesine ama favorim olamadı. Şimdi size neden sevdiğimi ve neden favorim olamadığını heyecanla anlatmak isterim. Kızımız Elisabeth doğduğunda Güneyrüzgârı krallığındaki Büyük Yazdüşü kütüphanesine bırakılıyor. Küçüklükten beri tüm hayatı kütüphanede geçen ve kitaplarla kimsenin kuramadığı gibi iletişim kuran Elisabeth’in hayatı bir gecede değişiyor. Nedenini bilmeden uykusundan uyanan Elisabeth, kütüphanenin müdiresinin öldürüldüğünü görüyor ve bunu yapan kara büyü kitabının peşine düşüyor. Bu arada kitaplar canlı, seviyesine göre hepsinin kendine göre özellikleri var diyebilirim. Kitabın eeen sevdiğim kısımlarından biri buydu. Kitabın daha fazla dehşet saçmasını engelleyen Elisabeth bir anda suçlu gibi gösteriliyor ve Sihirzadeler tarafından yargılanmak üzere götürülmesine karar veriliyor. Sihirzadeler elbette büyü yapan kişiler. Pek çoğu soylu ve zengin. Onu yargılanmak üzere götürecek kişi kitabın ilk sayfalarında karşılaştığı Nathaniel Thorn (oda bir Sihirzade) oluyor ve hikayemiz en basit anlatımımla böyle başlıyor. Yaratılan dünya muazzam, Üç ana karakterden biri muazzam ve bana kalırsa potansiyeli inanılmaz olan bir kitap AMA iki karakterin pek bir karakter yapısı olmadığı için hayal ettiğim kadar kitaba yükselemedim. Sebepleri: İlk olarak, Elisabeth dünyayı büyük bir düşmandan kurtarmak istiyor. Halkı için bu uğurda canını vermeye hazır. Peki ya neden tam olarak? Düşmanı yok etmek için geçerli olan sebebi: Ben yaşamak istiyorum olsaydı inanın içime su serpilecekti. Fakat ufacık bile olsa sevgisini hissetmediğim halkına karşı olan bu duygusallığını anlamadım. Keza onun halkı bile değil yanlış anlaşılmasın sıradan biri gerçekten. İkinci olarak, Nathaniel’ın halkı ve dünyayı kurtarması için binlerce sebebi, atalarının çabası vb olaylar varken kızın yaptığı planları kitap okurmuş gibi uzuun bir süre öyle uzaktan izledi. Dünya yansa okeydi yani. Kızımızla yakınlaşmayı ise tamamen reddetti. Peki ya neden? Kızımızdan hoşlandığı ve tramvaları olduğu için mantıklı olmadığını düşündü. Gerçekten Sihirzade olarak senin o ağırlığın ve düşüncelerinin Elisabeth’in düşüncelerinden daha derin olmasını bekler ve arzu ederdim. Özellikle ilk sayfalarda olan mükemmelliğinden sonra. Ve son olarak, Nathaniel’ın iblisi Silas’ın tüm kitap boyunca en harika karakter olması ve tüm yükü üstlenmesi hem çok harikaydı hemde çok üzüldüm. Çünkü ne zaman bir olay olsa Silas bunları kurtaracak diyordum ve sevgilim gerçekten de kurtarıyordu. Bu da kitabın merak unsurunu elimden aldı gibi hissettim. Çünkü Silas olduğu sürece her şey yoluna girecekti. Genel olarak kitapta en sevdiğim karakter %100 Silas %50 Nathaniel ve %25 Elisabeth oldu. Tüm kitabın yükünü omuzlarında sadece bir İblis olarak taşıyan Silas’a cidden çok teşekkür ederim. Yaratılan dünyaya, yazarın kurduğu evrene ve kitabın akıcı olmasına rağmen bu denli kızmamın nedeni bence, kitabı DAHA FAZLA sevememe engel olduğunu hissettiğim için diye düşünüyorum. Uzun zamandır ilk defa bu kadar uzun bir yorum yapıyorum.Yorumunu sabırla okuduğunuz için teşekkür ederim. Gençlere özellikle fantastik kitaplara yeni giriş yapan herkese gözü kapalı öneriyorum. Benim gibi bir tık daha ateşli dostluklar, dünyayı yakan fantastik kurgular istiyorsanız size birazcık naif kalacaktır diye düşünüyorum.
Dikenlerin Büyüsü
Dikenlerin BüyüsüMargaret Rogerson · Ephesus Yayınları · 20211,191 okunma
·
4.137 görüntüleme
ESMA NUR ALAKUŞ okurunun profil resmi
merhaba kitabın içinde aşk varmıdır acaba?
Polaris okurunun profil resmi
Yas silas'in çok farklı bir sırası var benimde favori kitabım olduu
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.