"İnsan öğrendikçe, bildikçe evrenselleşir." Tutkusu öğrenmek, öğretmek ve paylaşmak olan bir bilim insanının hikayesi. Yaşamı boyunca ilklerin, değişimin ve gelişimin öncüsü olan Mustafa İnan'ın hikayesi.. Onun yaşamına tanık olurken ülkemizde bilimin, bilim insanının ne zorluklar çektiğine de tanık oluyoruz aynı zamanda. Eğitim sisteminin eksikliklerini, yapılması ve yapılmaması gerekenleri görüyoruz.. Bir bilim insanı olarak varlığını sürdürmek yeterince zor değilmiş gibi hayatı da hep zorluklar içinde geçmiş Mustafa İnan'ın. Doğumuyla başlıyor onun ilginç ve ilham verici hikayesi. Çok kez çocuk kaybetmiş, yoksul anne-babanın ölüme olan korkusuyla dünyaya gelmiş. Bu yüzden evhamla ve garip ayrıcalıklarla yetiştirilmiş. Daha dört yaşında damdan düşüyor, belki de bu sebepten dolayı hayatını hep halsiz, durgun ve hastalıklı gibi geçiriyor. Evde, okulda bir şekilde farklı davranılıyor ona. Öğretmenleri tarafından seviliyor, arkadaşlarına da öğretmenlik yapıyor. Çocukluğu savaş yıllarının gölgesinde geçmiş. Kazalardan ve savaşlardan sağ çıkıyor ama çocuk olamadan çocukluk çağı sona eriyor. Öğrencilik yıllarında hep başarılı ama parlamasını özellikle üniversite yıllarında yapmış. Gerekli bir yenilik, ilerleme için yavaş yavaş adımlar atmak istiyor Mustafa İnan. Yavaş ilerlemek mecburi çünkü karşı karşıya olduğu zihinler yeniliklere kapalı. 'Eski kafalara' yeniyi yerleştirmek zor ama o bunu insan sevgisiyle, yardım isteğiyle yanıp tutuştuğundan deneyecekti. Her şeye yetkin olmak gibi bir isteği vardı ve bunu başarmıştı da. Matematikten bahsederken birden şiir okuyabilir. Şiirden tarihe geçiş yapabilirdi. Sanat, felsefe, matematik... Hepsi bilinmeli ve içselleştirilmeliydi ona göre. Çevresine öğrendiği ne varsa anlatma ateşiyle yanıyordu. Öğretmek, öğretmen olmak için doğmuştu ve bunun farkındaydı. Dolu dolu ama zor bir hayat olmuştu onunkisi. Ancak bıkmadan, usanmadan çabaladı. Kendi öğrenme aşkı için, ülkesi ve bilim için... Belki hayata gözlerini erken kapamış ama geride birçok iz bırakmış. Bilime, eğitime olan katkılarıyla artık hep anılacak, bu şekilde de hayatta kalabilecek bir insan olmayı başarmış Mustafa İnan. Çok önemli bir sey daha vurgulanıyor bu hayat hikayesiyle. Etrafındaki insanlar Mustafa İnan'ı ısrarla efsaneleştirmeye çalışıyor. Neden peki? Eğer onun yaptıklarını yapabilen bir insana efsane gibi değil, normal bir insan olarak bakarsak elimizde ne bahane kalır? Mustafa İnan'ın yaptıklarını yapmamak için kendimizi nasıl kandırabiliriz ? Mustafa İnan mükemmel, kusursuz ve olağanüstü bir zekâya sahip değildi. Öğrenmeyi, hayatın içindeki güzellikleri görmeyi seven bir bilim insanıydı sadece. Yapamayacağımızı düşündüğümüz ya da yapmak istemediğimiz şeyleri biri yaparsa hemen onu ilahlaştırmayı alışkanlık haline getirmişiz. "O bir dahi ki bunu yapabildi. Ben kim, o kim? " gibi cümleleri daha kolay sarf edebilmek için.. Daha nice Mustafa İnanlar çıkabilir aramızdan. Yeter ki ulaşılabilir olan düşüncelere, hayallere imkansız diyerek ket vurmamayı öğretelim birbirimize. İstedikten sonra yapılabilecek çok şey olduğunu öğretelim birbirimize.. Küçük, büyük demeden herkesin okuyabileceği bir kitap. Keyifli okumalar.

Bir Bilim Adamının Romanı: Mustafa İnanOğuz Atay · İletişim Yayınları · 202016,9bin okunma

··

646 görüntüleme

nalkan

@lkan ·

17 Nisan 2021 11:52

Kaleminize ve yüreğinize sağlık.👏 İncelemenizi büyük bir keyifle okudum.📚👍

Neslihan TÜRKMEN

@Nslhn96 ·

17 Nisan 2021 11:56

Teşekkür ederim :)

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.