Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

480 syf.
·
Puan vermedi
·
17 günde okudu
İçerikle ilgili birkaç bilgi verilmiştir, ona göre okuyunuz:)
Emma... Kusursuz mutluluğun partneri! Jane Austen'in en sevdiği ve okurları tarafından da en sevilen kitabı. Kitap dostlarımın ısrarla tavsiye ettikleri eserlerden biri. Bu ve daha sayabileceğim birçok sebepten ötürü kitabı daha fazla erteleyemedim ve okumaya başladım. Emma, düşüncelerimi kitabı bitirsem de netleştiremediğim ve bazı kısımlarını çok sevip bazı kısımlarında bu sürükleyiciliğe yazık olmuş dediğim bir kitap oldu. Öncelikle sevdiğim kısımlarından bahsetmek istiyorum: Emma, Jane Austen'den okuduğum 2.kitap ve bu iki kitabından yola çıkarak diyebilirim ki yazarın kalemi gerçekten sürükleyici. Saatlere meydan okuyan bir anlatımı var. Kitap bana kalırsa yapısal olarak zirveden başlayıp okudukça inişli çıkışlı eğrilerle olay seyrini devam ettiriyor. Başlangıçtan sizi öyle bir yakalıyor ki kitabı elinizden bırakmanız pek mümkün olmuyor. Anlatılan karakterler fazla olmasına rağmen asla karışık ve sıkıcı bir unsur olmuyor bu durum. Tam tersine bir zenginlikle o dönemin algı, anlayış ve toplum yapısını daha detaylı anlayabilmemize yardımcı oluyor. Bir başka mevzu ise Emma! Emma o kadar farklı bir karakter ki onun hakkında bir yargıya varmak hiç kolay değil. Kitabı okurken yer yer çok kızıyor yer yer onu alıp kalbinizin başkösesine oturtuyorsunuz. Önyargılı olmakla birlikte sevdikleri için onları sonuna kadar yüreklendiren, sahip çıkan, yalnız bırakmayan; ailesine kutsal bağlarla bağlı olmakla birlikte ne olursa olsun -ister haklı ister haksız bir övgü olsun- övülmekle kendisini daha iyi hisseden ve bunu - övülmeyi- bekleyen karmaşık bir karakter. İyilikle örülmüş düşünceleri ve pişmanlıklarını telafi etmeye çalışmaları o kadar samimi ki sonunda Emma'yı sevmeyi ve o döneme göre onu yorumladıkça onu anlamayı tercih ediyorsunuz çünkü dönemden bağımsız bir yorum, kitaba ve karakterlerine haksızlık olur diye düşünüyorum. Kitaptaki en sevdiğim isim ise Mr.Knightley. İlerigörüşlü, oturaklı, karizmaktik ve saygın bir karakter olan Knightley'e en büyük sempatimiz ise kitabın sonuna kadar bu tavrını koruyabilmiş olması. Kitapla ilgili hoşuma giden bir başka yön ise bazı önemli karakterlerin devingen olması ve tanıdıkça aslında fikir ve hissimizin ne kadar çok değiştiğine kendimizin bile inanamaması. İnsanoğlunun görünene meyletmesi ve göremediklerinden etkilenmesi üzerine öğüt niteliğinde bir kitaptı benim için. Öğüt demişken kitap bence modern masal tadında idi çünkü iyiler ödüllendirildi hatta kötüler cezalandırılmadı onlar bile pişman olup kalpleri yumuşatıldı ve ödüllendirildi. Kitap, mutlu değil musmutlu bir son ile sona erdi. Kitabın sonunu hazırlayan olaylar çok derine inmeden ve sebep sonuçları roman usulüne uygun detayları vermeden apar topar verilmişti. Bazı detaylar kurmacayı çok beslememesine rağmen hatrı sayılır bir yer kaplarken esas mevzuların sona yaklaştıkça bir çırpıda netice bulup nihayete ermesini çok yerinde bulamadım. Bana hitap etmeyen bir başka taraf ise anlatılan yaşantı. Çok sığ ve yüzeysel. Balolar, statüler ve dış güzellik üzerine kurulu br dünya anlatılıyor. Bu durum yazarımız Jane Austen'i de rahatsız etmiş olacak ki aslında Victorya dönemine ait bir eleştiri olarak yazmış bu kitabı. Bu duruma karşı memnuniyet belirtmemesi yazarla hem fikir hem duygu birliği kurmamı sağladı. Kitabın düğüm kısmında merak duygumuzun Ağrı Dağı 'nın eteklerinde uçan bir güvercin olması gerekirken sadece bir balonun düzenlenme durumuna tanıklık ediyoruz. Baloda yaşanan olaylara bile değil düzenlenme kısmına! Bu durum bana kalırsa kitaptaki sürükleyiciliği zedeleyen en büyük problem. Bana Notre Dame'in Kamburu'ndaki mimarlıkla ilgili verilen bilgileri anımsattı ki kıymetli Hugo, bu tavrı sergilerken çok uzatmadan ve ara ara mekân betimlemesi ve tarihçesi vermek şeklinde yapmıştı. Burada ise uzun bir süre baloyu düzenlemekle ve kişilerin bu balonun yapısını yorumlamasını okudum. Bu da okuma dinamizmimi düşürdü. Hasılı, her kültür kendi içinde iyisiyle kötüsüyle zengin ve kıymetlidir. Kültürleri karşılaştırmak çok doğru gelmiyor bana çünkü bu bir birikim ve içinde bulunulan topluma göre şekillenen bir unsur. O sebeple anlatılan bu olaylardan hem o kültüre ait insanların hem de dünya vatandaşı olarak bizlerin ders çıkarması gerektiğine inanıyorum. Keyifle okuduğum bir kitaptı. Okumanızı tavsiye ederim:))
Emma
EmmaJane Austen · Can Yayınları · 201810,1bin okunma
·
36 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.