Günümüz Batı uygarlığındaki bireyciliğin kökenini "hümanizm"e bağlamak yanlış olmayacaktır. İnsan, hiç kimseye, hiç bir şeye bağımlı olmadan yaşamalıdır deniyordu. "Yalnızlık" üzerine övgüler bile döşenmişti (Petrarca: "Yalnızlık Üstüne"). Bütün bunlar insanı, "tanrısal beyan"a karşı koymaya çağırıyor, tanrısal beyana karşı başkaldırmaya zorluyordu. İnsanın her şeyin ölçüsü olduğuna ilişkin antikite anlayışının (Protagoras) yeniden geçerlik kazanması için uygun bir zemin oluşturulmuş bulunuyordu.