Bana göre her kitap, kendisine hak ettiği değeri verecek zamanda bulur okurunu.
Nurullah Ataç, eleştirdiklerini, görüşlerini, benimsediklerini hatta sevmediklerini tüm samimiyetiyle dile getirmiş bu kitapta. Tabii buyurgan bir tavırla değil...
Ülkenin okuma durumunu, sanatını, aydınını, şairini, şiirini değişik yönlerle hatta öznel yargılarla anlatmaya çalışmış.
Kitap, içi dolu ve zengin sohbetler havasında ilerliyor, okuru içine çekiyor ve düşündürüyor "Sanırım Ataç bu konuda haklı" gibi düşündürmeler. Yazar kendi içindeki çelişkilere de sebepler ve sonuçlar bulmaya çalışıyor. Bize de çelişkilerimizi hatırlatıyor.
"Hepimiz iki büyük korkunun, ölüm korkusu ile yalnızlık korkusunun zincirlerine vurulmuş değil miyiz?"