Kitap 12 Eylül'den 1990'lara kadar geçen süreçte Ülkücü Hareket'i anlatıyor. Tabii ilk kısmında CKMP'den MHP'ye geçiş ve ilk dönem Ülkücü Hareket de anlatılıyor. Elbette bu bakış epey soldan ve haliyle de objektif değil. Hareket kitapta özel adıyla, yani 'Ülkücülük' olarak adlandırılsa da faşizmin Türkiye versiyonu olarak değerlendiriliyor. Yani kesin bir faşizm sayılıyor. Objektif değil, mesela devrimci şiddetten hiç söz edilmiyor. Eğer karşılaştırma birikiminiz yoksa ya da Türkiye'yi hiç bilmeyen biriyseniz 'dönemin bütün Marksist oluşumları son derece masummuş' der, hatta sadece sağcılar solcuları öldürmüş gibi düşünebilirsiniz. Hakikat; elbette öyle değildi...
Hayli hacimli bir eser. Titiz bir çalışma. Kitabın esas gayesi bahsedildiği üzere hasımları olan Ülkücüleri, Devrimcilere anlatmak da denebilir. Her yorumuna katılmamakla birlikte 80'lerin Türkiye'sini görebilmek namına da önemli bir çalışma. Özellikle ihtilal hukukunun(!) uygulamaları ve cezaevlerinde yaşadıkları sonucu değişen, gelişen fikirler kısmı ayrıca ilgimi çekti. Yani uğruna mücadele ettiklerine inandıkları 'devlet', tabiri caizse bir cellada dönüşünce ülkücüler de farklı tepkiler veriyorlar...