Tarih derslerinde bize öğretilen temel bilgilerden birisi de Türkiye'nin II. Dünya Savaşına girmediğidir. Bu doğrudur ancak acaba kaçımız aynı savaşta en fazla kayıp yaşayan milletlerden birisinin de Türkler olduğunu biliriz? Öyle ya, biz savaşa girmediysek nasıl olur da yüz binlerce Türk hayatını kaybetmiş olabilir? Çünkü dünyada bizden başka Türk toplulukları da var ve bunlar söz konusu savaşta ağırlıklı olarak Sovyetler Birliği, kısmen de Çin, Yunanistan, Bulgaristan gibi devletlerin ordularında silah altına alınmışlardı. Halil Burak Sakal'ın titiz çalışması bize SSCB'nin Kızıl Ordusunda silah altına alınıp, savaşa sokulan Kırgız, Kazak, Türkmen, Karakalpak, Özbek, Kırımlı, Azerbaycanlı Türkler başta olmak üzere pek çok müslüman unsuru anlatıyor. Harbin ilk başlarındaki süratli Alman ilerleyişi karşısında yüz binlerce Türk/müslüman kokenli Sovyet askeri de esir düşmüştür. Esir kamplarında zulüm gören bu insanlardan neden sonra Stalin ve bolşevizme karşı savaşacak ve bağımsız Türkistan'ı oluşturacak Türkistan Lejyonu meydana getirilecek. Kitap, savaş öncesinde Türkistan'ın durumundan savaşın bitiminden sonraya kadar yaşananları oldukça tefarruatlı ve başarılı bir biçimde anlamtakta. Konuya ilgi duyanlara tavsiye edilir.