Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

331 syf.
·
Puan vermedi
·
16 günde okudu
Hazır salgınla hemhâl olmuşken aramızda hiç salgın kitabı okumayan da kalmadı. Sağ olsun canım zümrelerim her gün “doktorun karısını” anlattığı için ben de bir merak okumaya başladım. Kitabını kapağının ne olabileceğini de hiç düşünmemiştim. Bakar kör gibi okumaya başlamıştım ki okurken aydınlandım. Ne kadar kitabı yansıtan ve güzel bir kapak. Gördüğüm en anlamlı kitap kapaklarından biri. Yazarın okuduğum ilk kitabı:Körlük. Eser o kadar akıcı ve konu olarak ilgi çekici ki okur okumaz insanı içine alıyor. Eserde hızla yayılan süt beyazı körlük salgını anlatılıyor. Arabasını kullanırken birden adam kör oluyor. Ve ilk kahramanımız “ilk kör” ile başlıyoruz. Sonra hırsız, doktor, doktorun karısı, siyah gözlüklü genç kız, gözü bantlı yaşlı adam, çocuk derken has körler kadromuz oluşuyor. Salgın yayılmasın diyerek körler bir akıl hastanesine kapatılıyor. Hastalık yayılmasın diye de her işlerini kendilerileri yapıyorlar. İnsan körken her işini nasıl kendi yapabilir ki? Tabii ki insanın her organı ayrı ayrı önemli ama “görmek” bambaşka bir duyu. Kulaklarımız duymadan insani ihtiyaçlarımızı karşılayabiliriz ama ya görmeden? Yazar da tam da bu sebeple sorgulatmak istediği mesajı vermek için görmek duyusunu kullanmış. Başkaları görmeden ne kadar insanız? İnsanın oluşturduğu ahlak ilkeleri acaba gerçekten içimizde mi yoksa başkalarının varlığı ile mi ortaya çıkıyor. Yazar fikrini gerçekten çok güzel bir şekilde örneklendirmiş eseriyle. Hiçbir insani değer başkaları görmeden bir anlam ifade etmiyor. Benim aklıma takılan ise şu oldu: Acaba insanlar körlükle yaşamaya alışsa yine de değerler oluştururlar mı? Sonuç olarak eğer bu içsel bir şeyse zaten birden değil zamanla gerçekleşir. Yazar her ne kadar görüşünü güzel ifade etse de bu kadar yaşamsal bir organın kaybıyla pek çok insanın birden adapte olması mümkün değil. Yaşananlar yazarın görüşüne bir dayanak oluşturmuyor. Fakat yıllar geçmesine rağmen insanlar bu kuralları oluşturmazsa o zaman bir dayanak olur diye düşünüyorum. Her koşulda insanlar bir şekilde bu kuralları ve değerleri oluşturuyorsa o zaman bunların içsel olduğunu görebiliriz ya da oluşturmuyorsa göremeyiz. Verilen mesajı geçersek; Körlük salgınında yaşanabilecekler o kadar gerçekçi bir şekilde anlatılmış ki insan okurken kötü oluyor. Bütün bu okuduklarımın misliyle yaşanabilecek olması insanlık adına epey üzücü bir durum. Korona ile kıyaslayınca okurken hâlimize şükredecek seviyeye geldim. Yazar, biz gerçekleri daha iyi görelim diye doktorun karısına salgını bulaştırmadı. Salgın bulaşmayan bir kişinin bu kadar “kemale ermiş”, olgun bir insan olması da sanırım olanları aklı başında birinden görelim diyeydi. Her ne kadar kadının neden kör olmadığı bir merak konusu olsa da kitap baya iyiydi.
Körlük
KörlükJosé Saramago · Kırmızı Kedi · 2022104,1bin okunma
·
61 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.