Tuhr'un 1895 senesinde Bal istinaf mahkesı âzalığına tayin edilmesine, kendisinin hukukçu olarak tekâmülü noktasından mahsus bir ehemmiyet atfetmek lâzımdır. Selefleri ve halefleri arasından bazıları gibi Tuhr da oradaki mesaisile pek kıymetli amelî bilgi edindi. Tuhr adlî staj devresini geçirmediğinden, Bâl'de mahkeme
de çalışması onun hukukî ruiyet sahasını fevkalâde genişletti. Andreas Heusler'in reisliğini mükemmel tarzda ifa ettiği mahkemede Tuhr vazıh ve keskin muhakemesile pek çabuk büyük itiba3 kazandı.
Hâkimlik sebebile Tuhr İsviçre hukukile de alâkadar olmağa başladı. Bunun neticesi olarak Bâl devresinde "İsviçre Borçlar Hukuku'na Görre Aktin İn'ikadında Noksanlar» hakkında büyük bir yazı intişar etti. Daha sonra mesainin siklet merkezini teşkil etmiş olan hukuki muameleler nazariyesi sahasına bu yazı ile ilk defa girdi . Gene bu
eserle Roma hukukundan muasır mevzu hukuk sahasında çalışmağa intikal ve İsviçre Borçlar hukukiyle kendi arasında, bir çeyrek asır sonra umulmadık zengin semereler verecek olan bir rabıta tesis etti.