Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

590 syf.
·
Puan vermedi
Sen devam ediyordun ben sedeliyordum. Sen bugünü yaşıyordun, ben yarın doğacak güneşi bekliyordum. İhtiraslar,mektuplar, kasımpatılar içimdeki beni depreştirdi. Bedevilerden kalma devşirme bir söz vardı:" İnsan sevdiği birini kaybettiğinde yüreğinde kırk mum yanarmış. Her geçen gün bir mum söner ve kırkıncı gün geriye tek mum kalırmış ve o mumun ateşi sonsuza dek yanarmış." Hayat bu kadar gülünç bir alan değil miydi? Tek mumun ateşiyle doğan güneşe "Merhaba" demek. Ahmet Ümit'i okurken Nevzat karakterini kendime çok yakın buldum, hiç düşünemezdim bir karakterin içimdeki beni kendine çekip sorgulatacağına. Rüyalar alemine girip gerçeğin kor ateşinde kavuratacağına, eşyaların da dilinin olduğu, hüzzam makamında mahur besteyi içimdeki ben'e söylediğimi bilmiyordum. "Farkım yok yoktan, beni bilmezlikten geldim." Dedim kendime. İstanbul'un isimleri büyüledi beni Byzanion,Konstantinopolis rüyalar aleminde; Süleymaniye, Ayasofya, Fatih Cami,İbn-i Sina'nın türbesi,Fatih'in türbesine kadar derinlemesine öğrendim.Antik İstanbul şehrinin görünen ve görünmeyen kısmını mitler, savaşlar, hüsran... Ayasofya özellikle büyüleyici bir yan oluşturdu. (Nika savaşı) İstanbul'a gittiğimde daha farklı bir perspektiften bakmama olanak verecek ve özellikle de Ayasofya'ya gittiğimde Leyla Barkın'ı arayacak gözlerim, keşke karakterler gerçekten de var olsaydı. Polisiye romanda suçluları tahmin ettim, şaşırmadım. Neden diye sorarsanız aklıma bir avukatın söylediği bir söz geliyor." Ben altmış yıllık avukatım tüm güvensizlikler en yakın ve bir zamanlar birbirine en güvenen insanlar arasındaydı." Dedi. Ve sonuç yine aynıydı.
İstanbul Hatırası
İstanbul HatırasıAhmet Ümit · Everest Yayınları · 201935,4bin okunma
·
34 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.