Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Ve kötülüğü iyilikle defederler. Zira Ha, Mîm Sûresi'nde de geleceği üzere "Kötülüğün cezası misliyle kötülük" (Şura 42/40) ise de "Böyle iken kim affeder ve arayı düzeltirse, işte onun sevabını vermek Allah'a ait olur" (Şura 42/40). Ancak "Her kim haddi aşarak size saldırırsa, o zaman siz de aynı şekilde ona saldırın" (Bakara, 2/178) âyetince saldırgana karşı misliyle mukabelede bulunmak, mutlak bir azimet değil, ruhsattır. Ve kötülüğe karşı kötülükle mukabele etmek için değildir, zulüm ve saldırganlığın kötülüğünü engellemek ve durdurmak içindir. Bu bakımdan sonucu ve gözettiği gayesi bakımından bir iyiliği sağlamaktır. Ancak bu anlamda meşru bir hareket olmuş olur. Çünkü "Eğer Allah, insanların bir kısmını diğer bir kısmıyla önleyip savmasaydı yeryüzü muhakkak bozulurdu" (Bakara 2/251). Yoksa zarara zarar, şerre şerr ile karşılık vermek caiz değildir. Şeriatın hükmü "Tek taraflı veya karşılıklı olarak zarar vermek yoktur." Sahih hadislerde varid olduğu üzere, "Şerden hayır gelir mi ya Resulallah?" diye sorulduğunda, Aleyhissalatü vesselâm efendimiz: "Hayır ancak hayırdan gelir. Hayır ancak hayırdan gelir. Hayır ancak hayırdan gelir" buyurmuştur. Bizim dilimizde de şöyle bir atasözü vardır: "İyiliğe iyilik her kişinin kârı, kemliğe iyilik er kişinin kârıdır".
·
1 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.