Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Aldatıldığı Halde İhanetle Suçlanan Kocanın Öyküsü
Rivayet olunur ki, adamın biri, fevkalade güzel ve on parmağında on hüner olan bir kadına aşık olmuş. Ama ne kadar uğraşıp yalvardıysa da, kadından hiç yüz bulamamış , ona gönderdiği pahalı hediyeler de bir işe yaramamış, kadın hepsini geri çevirmiş . Ağlamalar, yakınmalar, para pul fayda etmemiş. Adamcağız bu aşk yüzünden neredeyse aklınıyıtırıp hasta olmuş . Sonunda derdine derman aramaya karar verip, yaşlı bir kadına açılmış , ıstırabını anlatmış . Yaşlı kadın adamın haline acıyıp "Allah' ın izniyle sana yardım edeceğim," diye söz vermiş. Kadın bunun üzerine, hiç vakit kaybetmeden o kadının evine gitmiş. Kapıya geldiği zaman, evin etrafındaki komşular o eve giremeyeceğini, çünkü içeride azgın, canavar bir köpek olduğunu, ne kimseyi içeri soktuğunu, ne de içeriden kimseyi dışarı bıraktığını söylemişler. Yaşlı kadın bunları duyunca, üzüleceğine çok sevinmiş. Çünkü aklına hemen bir cinlik gelmiş. Eve dönüp bir sepet dolusu et almış , yine kadının evine yollannıış. Kapıdaki köpek kadını görünce hırlayıp üzerine atılmaya hazırlanırLen, yaşlı kadın sepetteki etleri çıkarıp hayvanın bumuna dayamış ve "Al kızım, hadi ye, hepsi senin," diye köpekle konuşmaya başlamış. Kadın böyle konuşadursun, adamın aşık olduğu kadın kapıyı açıp orada neler olduğunu anlamaya çalışmış. Kadını kapıda gören yaşlı kadın, bu sefer bilhassa sesini yükseltip konuşmaya devam etmiş köpekle. Bir yandan da büyük bir şefkatle hayvanın sırtını okşuyormuş. "Ah benim zavallım," diyormuş, "Seni böyle görmek öldürüyor beni. Neler oldu da sen böyle oldun a yavrum? Yıllardır aradım durdum. Ama şükür ki sana kavuştum. Ye kızcağızım, ye de doy." Hiç kimseyi eve sokmayan canavar köpeğini bir yabancıyla böyle gören ev sahibesi, hayretler içinde yaşlı kadına sormuş: "Ey kadın! Bizim köpeğimizi sen nereden tanıyorsun?" Yaşlı kadın cevap vermeden ağlaya ağlaya köpeği sevip okşamayı, onunla konuşmayı sürdürmüş. Ev sahibesinin yüreği yanmış bu duruma. Yine kadıncağıza "Senin ağlamana dayanamıyorum. Nedir derdin, söyle bana," diye yalvarmış. Yaşlı kadın "Bu köpek bir zamanlar çok güzel , çok genç bir kadıncağızdı aslında," diye söze başlamış . "O zamanlar, biz çok yakın iki arkadaştık. Bir gün ikimiz de bir düğüne davetli gittik. Yolda peşimize bir adam takıldı. Arkadaşıma, onu görür görmez aşık olduğunu söylemeye başladı. Ama arkadaşım onu hiç dinlemeden yürümeye devam edip, ona hiç yüz vermedi. Sonra adamcağız kızın evine hediyeler göndermeye başladı ama bizimki hepsini reri çevirdi. Bu böyle bir zaman devam etti. Sonra bir gün, her nasılsa bu adam, arkadaşımı yolda kıstırıp 'Ya benim aşkıma cevap verirsin, ya da seni bir köpeğe çeviririm,' demiş. Kızcağız bunlara aldırmayıp yürüyünce, adam, arkasından lanetler yağdırmış. İşte sonra da kızcağız bu hale geldi." Hikayeyi dinleyen kadının beti be.nzi atıp başlamış ağlamaya. "Ah anacığım ah," diye yaşlı kadının ellerine sarılıp "Ah, çok korkuyorum! Ya şimdi ben bir köpeğe dönersem?" diye ilenmiş. Yaşlı kadın, neden böyle düşündüğünü sorunca, ev sahibesi "Uzun zamandan beri bana da bir adam aşık. Ben de onu hep geri çeviriyorum. Adamcağız yalvara yalvara bir hal oldu, eridi bitti. Benimle bir kere yatmak için ne hedi- yeler gönderdi, yine de kabul etmedim onu. Ya şimdi o da lanetler yağdırıp beni bir köpeğe döndürürse diye korkuyorum," demiş hala tir tir titrerken. Yaşlı kadın bunun üzerine "Dur bakalım, dur!" demiş. Anlat bana kimdir bu adam. Gidip bulayım onu da sana yardımcı olayım," diye kadını yatıştırmış. "Ah anacığım,'' deqıiş kadın yeniden. "N'olur acele et. Onun bedduası tutup Tanrı 'nın gazabına uğramadan bul getir onu bana !" "Şimdi hemen gidiyorum. Ve onu mutlaka bulup sana getireceğim. Yarın inşallah bu iş biter, sen de rahat edersin," diyen yaşlı kadın, koşup adama gelmiş ve her şeyi anlatıp, ertesi gün genç kadınla buluşmaya hazır olmasını söylemiş . Bunun üzerine de, tekrar genç kadına gidip, "Adamı buldum, yarın benim evime gel !" demiş. Ertesi gün, güzel kadın eve gelip beklemeye başlamış, ama adam ortalarda yok! Bekle bekle akşam olmuş, adam hala yok. Sonunda herhalde çok mühim bir işi çıktı diye yaşlı kadın teselliye başlamış. Ama görmüş ki, misafiri olan hanım, aşk ateşine çoktan düşmüş bile. Bütün hareketlerinden sevişmek için hazır olduğu, adamı ihtirasla beklediği belli oluyormuş. Vakit geçtikçe kadının sabırsızlığı da şehveti de artmış. Yaşlı kadın onun bir erkekle beraber olmak için deli olduğunu anlayınca hilafını1ıı, giyinip, "Ben gidip bir bakayım," diye çıkıp, başlamış adamı aramaya. Bir yandan arıyor, bir yandan da "Kadın, erkek diye yanıyor. Şuna başka birini götürsem acaba ne olur?" diye düşünüyormuş. Bu sırada yolda bir adama rastlamış. Adam güçlü kuvvetli, gösterişli biriymiş. Hemen yanına yaklaşıp "Ey oğul , seni güzel ve kibar bir kadınla tanıştırsam, onunla yatar mıydın?" diye sormuş. Adam, gözleri parlayarak "Eğer dediğini yaparsan, şu altın lira senindir," diye avucundaki parayı göstermiş. Kadın parayı sevinçle alıp, adamı evine götürmüş. Gel gör ki , kör tesadüf, bu adam, evde bekleyen genç ve güzel kadının kocası değil miymiş ! Tabii, bu durum adam eve girince anlaşılmış. Ama ondan önce yaşlı kadın evdeki misafirine, "Senin dediğin adamı bulamadım ama şu içinde yanan aşk ateşi sönsün diye başka birini getirdim. Öbürünü de yarın koynuna alırsın. Tanrı böyle istedi," demiş. Genç kadın bunun üzerine eve gelen adama uzaktan bakar bakmaz kocası olduğunu anlamış. Hemen bir çarşafabürünüp karşısına çıkmış ve "Seni Allah'tan korkmaz, kul- dan utanmaz adam!" diye başlamış bağırmaya. "Ne işin var burada? Biliyordum senin durmadan zina ettiğini. İşte sonunda seni tuzağa düşürüp yakaladım. İnkar etme boşuna. Beni durmadan bana sadık olduğuna inandırmaya çalışıyordun bir de. Hemen boşayacağım seni." Utancından ne yapacağını şaşıran kocası tek kelime bile etmeden kalakalmış orada. İşte bu hikaye, bir kadının ne kadar kurnaz olduğuna güzel bir delil sayılır.
·
56 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.