Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

408 syf.
9/10 puan verdi
Ben Kirke
"Tarafımdan oluşturulmuş bu yorumun tüm hakları kitapyurdu.com'a aittir." Neredeyse bütün edebi anlatı türlerinde yer yer mitolojiyle temas edildiği görülür. Çünkü söylenegelen mitolojik hikâye ve hikayecik efsaneleşmiş, dilden dile aktarılmış ve herkesin bildiği bir olay halini almıştır. Yıllar öncesinden gelen o meşhur hikayelere gönderme yapılacak çok olay olur günümüzde… Yazarlar bunun bilincinde olmuş olacaklar ki klasik bir edebi türü tekrar tekrar diriltirler. “Ben, Kirke” isimli eseriyle Madeline Miller, kurgusunu Yunan mitolojisinin merkezinden çıkararak hem mitolojiye hem de eserine ilgi çekmeyi başarır. Madeline Miller, üniversiteyi tamamladıktan sonra master eğitiminde klasik eserler üzerine yoğunlaşır. Özellikle klasik dillerdeki vukufiyetini göstermek açısından son 5 yıldır Latince dersleri verdiğini belirtmek gerekir. Miller, elindeki zengin mitolojik malzemeyi çok iyi kullandığından olsa gerek, 2012 yılında “Akilleus’un Şarkısı” isimli eseri ile Orange Ödülü’nü kazanır. Hatta yazarın ülkesinde edebi açıdan bir yere gelmiş olduğu ve uluslararası alanda da popülaritesinin hızla arttığı gözden kaçmaz. Miller, ilk aşamada yazdığı eserlerle mitolojinin hakkını verme amacını güder. Çünkü mitoloji içerisindeki fantastik ve insanüstü üslubundan dolayı bazı kitlelerce beğenilmez. Oysaki fantastik yazının edebi gücü bazen yadsınamayacak kadar dikkat çekicidir. Miller, yazdığı eserler vasıtasıyla mitolojik efsaneleri dirilterek yıllar yılı üzerilerinde birikmiş olan tozu kaldırır. Hatta öyle ki yazdığı metinlerin mitolojiye soğuk yaklaşanların dahi ilgisini çekmesi olasıdır. Eserin ilgi çekici başkahramanı Kirke, Güneş Tanrısı Titan Helios’un kızıdır. Yani kahramanımız güneşin kızıdır. Buradan hareketle mitolojinin o gerçek üstü sınırlarının Miller’in kalemiyle sık sık geçildiği ön görüsü ortaya çıkabilir. Doğal karakterlerin çizilmesinin genel geçer kuralları olmasına karşın, tanrısal karakterlerin nasıl çizilebileceği muammadır. Ya da tanrıların insani doğasının deşifre edilmesi biraz zordur. Ama Miller’in bu zorluğa kaleminin gücüyle karşı koyduğu söylenebilir. Misal insani duyguları yaşayan tanrıların o sıra dışı hikayeleri bazen karakterin tanrı olduğu izleniminin silinmesine neden olur. Bu noktadan itibaren bazen okur keşke yazar biraz daha realist olsaydı diyebilir. Fakat aslında gerçeğin üstünü ve altını aynı dikkatle takip eden okur için bu tespitlerin önemi yoktur. Çünkü, iyi anlatı mitolojik hikayelerin günümüze kadar nasıl ulaştığını kanıtlarcasına rağbet görür. Tabii fantastik kurguların önemli özelliklerinden birisi de özgünlük açısından eşsiz bir yapı göstermelerinde yatar. Miller ise eşsiz olmanın uzağında gezinerek söylenegelen ve çok bilinen mitolojik hikayelerin çevresine kurgusuyla şekil verir. Yani mitolojik hikayedeki ana eksen herkesin bildiği gibidir. Ama hikâyeye yeni bir şekil verilmiştir. Misal Kirke’nin amcası Prometheus’un insanlara ateşi armağan etmesi ve buna bağlı olarak cezalandırılarak Kafkaslara zincirlenmesi, bir kartalın her gün karaciğerini yemesi gibi çok bilinen bir mitolojik hikâye, Miller’in kurgusuyla ustaca birleştirilerek yeni bir şekil kazanır. Mitoloji seven okur için anlatılan hikayelerin oldukça ilgi çekici olduğu bir gerçektir. Fakat herkesin mitolojiye aynı ilgiyi göstermesi beklenemez. Miller’in kalemi öylesine etkilidir ki; mitolojiyi sevmeyenlerin bile ikinci kez düşünmelerine neden olacak, efsanevi bir dille karşılaşmaları olasıdır. Günümüzün fantastik edebi yapımlarına bakacak olursak azımsanamayacak bir ilgiye matuf oldukları dikkatten kaçmaz. Miller her ne kadar elde olan ya da bilinen efsanenin üzerinden anlatısını şekillendirse de, çağımızda kitap raflarını dolduran fantastik edebi eserlerden daha çok ilgi çeker. Çünkü efsaneyi hatırlamak, yeni efsaneyi uyum sağlamaktan daha caziptir. Yeni fantastik efsaneler, hiç şüphe yok ki insanlığın ortak hafızasına zuhur etmiş destanlar kadar ilgi çekici olamaz. Sözün özü Miller’in kaleminin gücü ile birleşen mitolojik efsane daha çok sükse yapar. Kirke karakterinden ortaya çıkan hikayeler bir antik çağ cadısının bir gününü de satırlara yansıtır. Yapılan bitkisel karışımlar, efsunlu sözcükler Kirke’nin dilinden masalsı bir söylevle okuyanların aklında yer eder. Kirke, tanrıların ve insanların dünyasında yaşamakla ikisine de olan ilgisini ve görgüsünü okurlarıyla paylaşır. Kirke’nin tanrısal olan ve insani olan arasındaki gitgelleri romanın öyküsündeki düalist yapının ortaya çıkmasına neden olur. Böylelikle ölümsüz ruhun tanrısal, duyguların ise insani olduğu gerçeği Kirke’nin anlattıklarından zuhur eder. Ayrıca Kirke diliyle tanrıları ve insanları karakterize eder. Tanrıların dünyasını ziyaret eden insanlar diğerlerinden ayrılacak özelliklere sahip olmalarına karşın, Miller’in kalemiyle tanrılardan daha fazla insanileşir. Zaten romanın başından sonuna tanrıdan insana, insandan tanrıya varan başkalaşımlar anlatıya damgasını vurur. Yunan Panteonunun tanrıları kendilerine has hikayeleriyle yer yer satırlar arasında kendisini göstermesine karşın, anlatılan hikayelerin sanki tüm insanlığın mirasıymışçasına algılanır. Farklı milletlerin mitolojik öykülerindeki benzerliklerin manidar olduğu bir gerçektir. Belki de Miller ortak mirası su yüzüne çıkaracak çok yönlü bir anlatıya can vermiştir. Zira hırs, sevgi, aşk, kıskançlık, nefret, asalet, cesaret, açgözlülük, kibir vb. kavramlar üzerine özlü bir hikâye anlatılması istense, karakterlerin isimleri değişmekle beraber üç aşağı beş yukarı benzer temaların olduğu öyküler ortaya çıkar. Mitolojik sözlü mirasın günümüze kadar gelmesinin, kültürden kültüre aktarılmasının sebebi de budur. Miller eseriyle buna da aracılık etmektedir. Sonuçta, Homeros’un kendi çağında yaptığı edebi eylemi ona nazire yaparcasına günümüzde de Miller yapmıştır. Destansı dil tarihte yaşayan insanları doğaüstü bir pencereden bakarak ihya ederken evrensel mesajlarını vermekten de geri kalmaz. Homeros’un efsanevi dili illa ki zamanında ilgi çekmiştir. Miller’in eserinin de günümüzde benzer bir ilgiye matuf olması, mitolojinin hiç eskimeyeceğinin kanıtıdır. Bazı kavramları dirilten hayat tılsımları vardır. Kirke’nin büyüsü mitoloji kavramına üflediği ölümsüz ruhtan kaynaklanır mı bilinmez, bin yıllık öyküler mezkûr eserle tekrar dirilmiş…
Ben, Kirke
Ben, KirkeMadeline Miller · İthaki Yayınları · 202133,7bin okunma
·
46 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.