#1001kitap~~~"İngiliz Hasta" ben lisedeyken Resim dersi Hocasinin (çok severdim hocayı, kültürel anlamda bize çok şey kattığını düşünürüm ki resime ayrı 1zaafim da vardir, severim çizmeyi) mutlaka izlemeniz gereken 1film diye bahsettiği ama benim hala izlemediğim 1filmdir :-((((( kitabı, sepeti doldurmaya çalışırken farkettim ki hemen ekledim zira çok merak ediyordum hala, hem dedim önce okurum ki okumam gereken 1kitap 1001listesinde, sonra izlerim, zaten 1cok kişi filmini izlemiş sanırım 1tek ben kalmışım izlemeyen:-))))
Sri Lanka asıllı Kanadalı yazar "Michael Ondaatje"ye İngiltere`de Booker Ödülü kazandıran "İngiliz Hasta", 2.kez de Temmuz 2018'de de son 50 yılda Booker Ödülü alanlar arasında yapılan oylamada 1.gelerek Altın Man Booker Ödülüyle taçlandırılmıştır.
2.Dünya Savaşının sonlarında Toskana`da rastlantı sonucu yaşamları "iç içe geçen" bu kısmı zaten çok etkileyici 4insanın , ilginç öykülerini anlatır, her1i, savaşın vahşetinden kendi payına düşeni almış, acılarla yoğrulmuş 4insan: Geçirdiği uçak kazasında yanarak tanınmaz hale gelmiş, belleğini yitirmiş İngiliz Hasta, kendini, kimliği belirsiz bu adamın bakımına adamış genç 1Kanadalı hemşire, savaş sırasında casusluk yaparken yakalanınca başparmaklarından olan eski 1İtalyan hırsız ve her an ölümle burun buruna yaşarken korkunun anlamını unutmuş bomba imhacısı 1Sih asker. Ve aralarında 1hayalet gibi gezinen, savaş yorgunu bu insanları uzak 1geçmişe taşıyan ve okuru da İngiliz Hastanın gerçek kimliğine götüren 1kadın...
~"...Kahire'de geçirdikleri o 1aydan sonra kadın adeta dilini yutmuştu, sürekli okuyordu, içine kapanmıştı, 1şey olmuş ya da insanlığa dair harika 1şeyin, insanın değişebileceğinin farkına varmış gibiydi. 1maceraperestle evlenmiş sosyete kızı olmak zorunda değildi, galiba bunu keşfetmişti.
Benliğini bulmaya çalışıyordu..."~
Romandaki her kahraman, benliğini bulmaya çalışıp, sımsıkı tutunduğu geçmişini sayıklarken, Toskana`nın büyülü atmosferi, kızgın çöl güneşi altında yolculuklar, Japonya, İngiltere savaş durumları, Hindistan`ın zor ve ilginç hallerine uzanıyor ki tüm bunlarla 1likte 1de sevginin aşkın derinliği iliklere işlerken 1 okadar da savaşın yine götüren tarafı su yüzüne çıkıyor, anıların rüya gibi anlatımı, hikaye içinde hikayeler sarsıyor insanı...
Kitapta geçen kitaplar da kendi adıma yine evrensel olaylarla buluşurken (Kim, Rudyard Kipling) benim için sıradaki kitabımı bu kitapta görmek ve yine karşıma çıkan Parma Manastırı ki iyi ki okumuşum daha da karşıma çok çıkacak gibi :-)))) ayrıca kitabın son sayfaları beni savaş ve sevgi bağlamında çok etkiledi acı, gerçek ve üzücü tarafıyla...
Kitap çok durağan olup ağır aksa da sarsıcı etkisiyle severek okudum kesinlikle tavsiyemdir bazı cümleler çok vurucuydu, İngiliz Hasta ölmeden önce okunması gereken 1001kitap arasındadır, herkese keyifli, huzurlu mutlu okumalar...
~"...Ne de olsa insan, duyduğuna değil, gördüğüne inanır..."~