Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

256 syf.
6/10 puan verdi
·
5 günde okudu
Eylül / Mehmet Rauf
Eylül ilk olarak 1900 yılında, Servet-i Fünun dergisinde hikâye olarak yayımlanmış ve büyük beğeni toplaması sonucunda, 1901 yılında kitap haline getirilerek Türk edebiyatı klasik romanları arasında yer almıştır. Ayrıca Mehmet Rauf, bu romanla Türk Edebiyatına ilk psikolojik romanı kazandırmıştır. Bu romanı Halit Ziya'ya ithaf etmiştir. Kitabın ismi, Suat’ın ruh halini eylüle benzetmesinden gelmektedir. Konusu Suat ve Necip’in yasak aşkıdır. Özetlersem: (SPOİLER) Süreyya ve karısı Suat, Süreyya’nın babasının evinde oturmaktadır. Babası hem yaşlı, hem dediği dediktir. Onun yüzünden her yaz köye gelirler ve orada sıkıntıdan patlarlar. Süreyya’nın eskisi gibi olmayıp yavaş yavaş sıkıldığını fark eden Suat mutluluklarını devam ettirebilmek adına yeni heyecanlar bulmaya çalışır. Gizlice babasından para isteyip eşi için bir yalı kiralar. Kocası bu duruma çok sevinir. Necip de hem dostları hem de akrabaları olarak Suat ve Süreyya’nın yanına gelir. Süreyya sürekli yelkenlisiyle gezer ve balık tutar, Suat her ne kadar Süreyya ile gitmek istese de onu deniz tuttuğu için evde kalmayı tercih eder. Süreyya denizdeyken Suat da Necip’le birlikte piyano çalmaktadır. Bu uzun yaz tatilinin sonlarında Necip Bey, Suat Hanım’a bir şeyler hissettiğini anlar. Bu durumdan kurtulmaya çalışsa da başaramaz. Sonunda çare olarak onların yanından ayrılmaya karar verir. Giderken Suat’ın eldivenlerinden bir tanesini habersiz olarak anı kalması için alır. Sonradan Necip’in tifoya tutulduğu öğrenilir. Süreyya ve Suat buna çok üzülürler. Tehlikesi geçince Necip’in yanına giderler. Necip hastalığın etkisiyle sinirli ve yorgundur. Hacer, Necip’in hastalığı sırasında kendiden geçmiş olduğu zamanda yastığının altında bir bayan eldiveni bulmuştur. Hep birlikte hasta hakkında konuşurlarken Necip’in annesi eldiveni gösterir. Suat kendi eldivenini görünce şok olur ve olayı anlar fakat kimseye sezdirmez. O sırada Necip’te sapsarı olur utancından ve çaresizliğinden ne yapacağını bilemez. Necip iyileşme sürecinde yalıda kalmaya mecbur edilir. Oysaki o, onlardan kaçmak için uğraşmaktadır. Bir yaz sessiz ve olaysız bir şekilde geçmiştir. Eylül gelince Süreyya konağa gider. Bu gidiş beklenen bir gidiş değildir. Suat bu duruma anlam veremez. Necip artık eskisi kadar yalıya uğramamaktadır. Hele Hacer’in davranışları, onların her bakışlarından anlam çıkarmaya çalışan tavrı her ikisini de deliye döndürür. Suat kendisinden kalan, Necip’in aldığı eldivenin diğerini de verir. Bunun sebebi ise artık hayatın Suat için yaşamaya değer bir tarafı kalmamasıdır. O gece konakta yangın çıkar. Herkes telaşlıdır ve korkuyordur. Canlarını zor kurtarırlar. Ama Suat ortalıkta yoktur. Süreyya alevlerin içine doğru Suat diye bağırmaktadır. Ama cesaret edemez. Necip bir anda içeriye fırlar. İkisi de çöken tavanın altında can verirler. (SPOİLER BİTİMİ) Karakterlerden bahsetmem gerekirse: • Suat: Sakin, yumuşak huylu, ağırbaşlı bir kadındır. Süreyya ile evlidir fakat Necip’e âşık olur. • Süreyya: Suat’ın kocasıdır. Çabuk sıkılan, olgun olmayan ve sorumsuz bir kişidir. • Necip: Süreyya'nın halasının oğludur. Kadınlara güvenmeyen, evlenmek istemeyen, iyi eğitimli, yakışıklı bir gençtir. • Hacer: Süreyya'nın kız kardeşi, Fatin'in karısıdır. Kocasını sevmemektedir ve Necip ile cilveleşmektedir. • Fatin: Hacer'in kocasıdır. Sadece para için Hacer ile evlenmiş, kişiliksiz ve cimri biridir. • Beyefendi: Suat ile Hacer'in babasıdır. Dediğim dedik ve zorbadır. • Hanımefendi: Süreyya ve Hacer'in annesidir. Şefkatli, sabırlı ve sadık bir kadındır. Bu yüzden Sut onu kendine örnek alır. Kitabı dört günde bitirdim. Yazar, kişilerin ruh hallerini ayrıntılarıyla betimlemiş. Karakterlerin psikolojilerini güzel tahlil etmiş ve okuyucuya geçirmeyi başarmış. Kitabın türünü göz önüne alacak olursak neden bu kadar detaylı anlatılmış olduğunu anlıyorum. Benim okumaya alıştığım kitaplardan olsa gerek, biraz daha olay, heyecan, çatışma unsuru bekledim ama kitapta hayat daha sakin ve rutin. Bu yüzden sıkılarak okudum. Romanda Necip’in ve Suat’ın iç konuşmalarına çok yer verilmiş fakat Süreyya’ın düşüncelerine o kadar hakim değiliz. Sürekli Suat’tan kaçar gibi denize gitmesi, onun iç dünyasında neler olduğunu merak ettirdi bana. Bence, Necip Suat’a karşı bir şeyler hissettiğini fark etmeden önce de Süreyya ve Suat’ın arası o kadar iyi değildi. Süreyya’nın vurdumduymaz tavırları, her şeyden sıkılan yapısı ve sorumsuzluğu yüzünden evliliğin yükü çoğunlukla Suat’ın omuzlarındaydı. Süreyya çocuk gibi davrandığı için Suat onu idare etmek durumunda kalıyordu. İlişkilerinin geleceği için çabalayan, Süreyya’nın sıkılmasını önlemek için hayatlarını planlayan hep Suat’tı ve Süreyya farkında bile değildi. Eserde yasak aşk çok masum gösterilmiş. Bu eleştirdiğim noktalardan biri. Günümüzde bırakın yasak aşkı, böyle anlatıldığı masum sevgilere normalde dahi rastlamak çok zor. Bir bakışa, bir gülüşe sevdalanmak… Eserin günümüzde de okunabilirliğini korumasının sebebi aynı zamanda saf ve temiz bir aşkı anlatmasıdır.
Eylül
EylülMehmet Rauf · Can Yayınları · 202039,6bin okunma
·
23 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.