‘Bu küçük adam artık beni sinirlendirmeye başlıyor. Ondan kurtulmanın tek yolu bir an önce yazmaya koyulmak. Hatırlayabildiklerimin en başına bir yolculuğa çıkıyorum şimdi.’
.
Ve Petter’ın yolculuğuna eşlik ediyoruz.. Onun aklından geçen türlü renklere, türlü hikayelere.. Bu yolculuğun çok fazla yan yolu var, çıkmaz sokaklarının olduğu gibi. Peki biz o çıkmaz sokağa girince ne olacak? Sirk müdürünün kızı ile tanışabilecek miyiz?
.
Başından itibaren sıkılmadan okuduğum bir kitap oldu Sirk Müdürünün Kızı. Bazı yerleri değiştirmek ister miydim? Sanırım evet:)
Ve canım dostum Figen‘in kitap üzerine yaptığı mükemmel yorumu alıntılamak isterim ‘bu kitapta en çok utanç’ı hissettim’ öyle doğru ki.. Rengarenk hikayelerle dolu Petter’in de geçmişindeki bataklıkları görünce ve şimdiki haliyle birleştirince ‘utanç’ı görmemeniz mümkün değil..
.
Jostein Gaarder kalemi ile yıllar önce bir kütüphanede tanışmıştım, Sofie’nin Dünyası ile.Bu kitabıyla beraber, diğer kitaplarını da almak istiyorum. Çünkü diğer kitaplarında da şaşıracağımı, karakterleri üzerine bolca düşüneceğimi hissediyorum..
.
Ferihan Hasan Panayır çevirisiyle
.
Sonuç olarak : gönül rahatlığıyla öneririm