Incelikler diyorum;
Incelikleri konuşmak yerine bazen satır aralarına mahkûm ederiz onları hiç hak etmedikleri halde.Bazen de Hayat denilen bir koşuşturma içerisinde etkisiz eleman gibi hissettiğimiz de olur kendimizi.Işte O anları anlatacak hiç bir alfabe hiç bir dil yeterli olmaz,sadece yaşanır.sonuçta ipi kimin göğüslediği değil,kimin yaşanmışlığın hakkını vererek kendi olmayı başarabilmişliğidir asıl önemli olan.Kimi zaman kum sessizliğine gömülürüz.hem de gönüllü...Bunu anlamlandırmaya çalışan insanlara aldırmadan üstelik !
Her bir yaşam biçimi,bu yüzyıla dokunmadan fırlatılıp atılmış bir mektuba dönüşürken,porselen demliklerde demleyip içtiğimiz aromalı çayların yerini poşet çaylarla sıcak suyun birleşiminden oluşan garipsediğim içecekler alır.
Oysa hepimiz tükeniyoruz tükendiğimizi anlamadan.Kendimize daha çok vakit yaratmak için daha çok çalışıp kendimizi öldürüyoruz.
Hayat sürekli bizden bir şeyler çalıyor.
Ne acıklı bir YOKSULLUK bu !!