Jack London'un okuduğum ilk kitabıydı. Benim için biraz hayal kırıklığıydı açıkçası. Öncelikle bir ergen bireyimiz var. Bu ergen birey macera yaşama hevesiyle evden kaçıyor. Bir gemide tayfa olarak çalışmaya başlıyor. Tam buraya kadar çok akıcı bir kitaptı, fakat burdan sonra ki kısımda o kadar çok ayrıntılı denizcilik terimleri kullanılmış ki belki de ilgisizliğimden çok sıkılarak okudum. Kitabın arka kısmında yazarın denizcilikle ilgilendiğin ve çok hakip olduğundan bahsedilmiş. O yüzden belki bu durum benim ilgim olmadığı için bana olumsuz gelmiş olabilir. Fakat yazar denizciliği ne kadar iyi biliyorsa insan ilişkileri ve davranışlarını o kadar az biliyor ve beni asıl irite eden bu oldu.
Spoiler!!!!!!
Karakterimiz 4 günün sonunda eve dönüyor ve babasının ilk tepkisi: "Nerelerdeydin bakalım?" oluyor. Ne kadar inandırıcı olabilir?
Son olarak kitabın bazı yerlerinde sırf ders verilmek için özellikle yazılmış diyologlar vardı. Bunlara ne gerek vardı?
Yinede merak ediyorsanız beni dinlemeyin. Siz sevebilirsiniz.
Keyifli okumalar.
Denizin ÇağrısıJack London · Can Yayınları · 20182,525 okunma
Gerçekten de Jack London’un insan ilişkilerini ve davranışlarını az bildiğini mi düşünüyorsunuz? Herkes kitaplardan farklı anlamlar çıkarır ve subjektif yorumlar yapabilir, ama Jack London için insan ilişkilerini ve davranışlarını az biliyor demek ağır ve anlamsız bir suçlama olur diye düşünüyorum.
Jack London'u yanlış bir kitapla okumaya başlamışsın galiba :) okumayı düşünürsen; Martin Eden, Deniz Kurdu, Sevginin Katıksızı, Suikast Bürosu, Vahşetin Çağrısı ve Beyaz Diş arasından hangisini istersen ondan başlayarak okuyabilirsin :)