Osmanlı Imparatorluğu’nda Şeyhü’l-İslâmlık, Cumhuriyet Dönemi’nde ise Yükseköğretim Kurulu (YÖK), bütün eğitim ve öğretim faaliyetlerini üniformize ederek akademisyenleri standartlaştırdı. Orta Öğretimde olduğu gibi kalıplaşmış müfredâtların belirlenmesi ve uygulanması düşünsel farklılaşmayı engelledi. Evet, episteme bürokrasisinin işleyişi güvence altına alındı; ama bedeli ağır oldu: Farklı gereksinimlerin karşılanması ve yeni akımların yayılması imkânı tahdit edildi.