‘Acaba Nil’in bu ürkünç, bu öldürücü girdap ve selleri, bu zavallı Dilber’i, bu talihsiz esiri nereye götürüyor? Hürriyetine!’ Ahh, ne kitaptı. 1889 yılında, bir asır önce yazılmış bir eseri okumak öyle harika ki. Esirliğin acizligi, vehameti ayrı düşündürüyor,şu zamanda mahvolmuş sevda denen olgunun o zamanlarda ne saflıkla, nasıl gerçek ve dolu dolu yaşandığı ayrı düşündürüyor.