Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

1088 syf.
·
Puan vermedi
·
52 günde okudu
Tolstoy, 1870 senesinde eşi Sonya’ya, yüksek sosyeteden kocasını aldatan bir kadının romanını yazacağını söyler. Ancak kendisi açısından tüm problemin; “bu kadını acınası kılmak ama hor görülecek biri gibi yansıtmamak olduğunu” da ekler. Peki böyle mi olmuştur? Bu tasarının fazlasıyla gerçekleştiğini söyleyebiliriz. 1872 senesine gelindiğinde
Anna Karenina (2 Cilt Takım)
Anna Karenina (2 Cilt Takım)Lev Tolstoy · Yordam Edebiyat · 201739bin okunma
··
2.286 görüntüleme
Emin K. okurunun profil resmi
Anna Karenina VS Madame Bovary Tolstoy’a dair okuduğum biyografi kitaplarında ve eserlerine ilişkin çeşitli inceleme-eleştiri yazılarında ‘Flaubert-Madame Bovary etkilenmesi’yle alakalı bir bilgiye denk gelmedim. Ancak ortak ‘kadın sadakatsizliği’ teması bu iki eseri bir araya getiriyor. Aralarına fazla zaman girmeden iki kitabı da okuduğum için, ikinci okumam ister istemez anımsama ve kıyaslamalarla geçti. Dikkatimi çeken noktalar şöyle: Üslup olarak; Tolstoy’un Anna Karenina’sı daha sadeyken, Flaubert’in Madame Bovary’si fazla betimlemeler ve lüzumsuz detaylarla bezenmiş durumda. Öyle ki özellikle romanın ilk yarısında konuyla alakası olmayan detayların dallanıp budaklandığını, tasvirlerin uzadığını görüyoruz. Tolstoy’un romanında Anna’yı unuttuğu kısımlar vardı. Özellikle ikinci ciltte, romandaki gölgesi Levin’e öyle odaklanıyor ki “sahi Anna’ya ne oldu acaba?” dediğiniz oluyor. Flaubert de bu ana karakterden sapma daha az var. Genelde Emma Bovary etrafında şekilleniyor olaylar. İki romanda da karakterin hikayesinin yanında gelişen eleştirel bir tavrı görüyoruz. Anna Karenina’da Tolstoy, sosyetik yaşamı ve ikiyüzlülüğü topa tutup, Levin üzerinden bu konuda sözünü söylerken, Flaubert de eczacı Homais üzerinden kilise rahipleriyle lafa tutuşup eleştirilerini sıralar. Homais-rahip çekişmeleri romanın çeşitli bölümlerinde ara ara karşımıza çıkar. Ayrıca erkeklere karşı güvensiz, eleştirel bir bakış açısı vardır. Bunun yanı sıra Flaubert, hâkim bakış açısından da bize ‘şark kurnazlığı’ sergileyen Homais’i tüm detaylarıyla göstererek tipolojik bir ifşada bulunur. Ana karakterlere bakarsak; Tolstoy, Anna’sına “acınacak ancak hor görülmeyecek” bir yer tayin ederken Flaubert’in Emma’sı için böyle bir umursamada olduğunu göremeyiz. Anna’ya bazen hayran olur bazen kızar bazen acırsınız ancak Emma’ya en fazla yapacağınız şey kızmak olacaktır. Tolstoy Anna’sını alır tepelere çıkarır, öyle bir anlatır ki kendi bile hayran olur, yazarın karakterine âşık olduğunu düşünürsünüz. Sonra onu tepelerden alıp yere çalar. Aradaki fark dramatiktir. Flaubert’in Emma’sı ise sıradan ve bilindik bir tip olarak girer romana. Roman boyu da benzer bir seviyede seyreder. Başlangıcı ve akıbetiyle okuru sarsacak bir gelişim yaşanmaz. Anna, olgun, zarif ve asilken farklı bir yöne rücu eder. Emma ise en başından beri toy, dürtüsel, arzu dolu ve hırslıdır. Anna daha samimi, daha dürüst ve dobradır. Tüm bunlar Emma’ya karşı okuru biler. Flaubert roman sonunda kurguya verdiği yön ve Emma’yla alakalı uzatmalarla trajiklik boyutunu artırarak okurunda unutulmaz bir etki bırakmayı hedefliyormuş gibi görünür. Ortaya çıkan bu trajedinin aynı zamanda Emma’ya karşı olan kızgınlığı acıma duygusuyla seyreltme çabası olduğu da düşünülebilir. Beğenme konusu görecelidir. Yine de şunu söyleyebilirim: Emma’ya Anna’dan daha çok hayıflanıyorsunuz. İkinci kez okuma kararı verecek olsam bu Anna’dan yana olurdu muhtemelen. Ancak şimdilik böyle bir düşüncem yok :)
Bu yorum görüntülenemiyor
Gökçe okurunun profil resmi
Uzun zamandır sitede senin de başkalarının da incelemesini okumuyordum, güzel bir inceleme olmuş Emin. :) ben filminden de etkilenmiştim, uyarlamalar pek hoş olmaz derler ama görüntü kalitesi olsun, zamanı anlatabilmesi, kılık kıyafet, çevre baya oturmuştu bende.
Emin K. okurunun profil resmi
Filmini yıllar evvel izlemiştim. 1997 yapımı olanı izledim ama sonu dışında bir şey kalmamış aklımda açıkçası :) Bir de 2012 de müzikal şeklinde çekilmiş olanı var meşhur olarak ancak onu henüz izlemiş değilim. Teşekkürler :)
1 sonraki yanıtı göster
Leylm okurunun profil resmi
Harikulâde bir inceleme... Emeğinize sağlık.
Emin K. okurunun profil resmi
Teşekkürler
Leylm
Leylm
, böyle karşılık bulması sevindirici :)
Bu yorum görüntülenemiyor
Bu yorum görüntülenemiyor
Levent okurunun profil resmi
Sanırım Tolstoy’a özel bir ilginiz var. Bir ihtimal görmemiş, duymamış olabilirsiniz. Tolstoy’un “Tanrı’nın Egemenliği İçinizdedir” isminde devleti ve toplumu eleştirdiği bir kitabı var. Kaos yayınlarından çıkmıştı. İlgilenirseniz... Bence çok çok iyi
Emin K. okurunun profil resmi
Okuma listemde olmayan bir kitaptı, bu dakikadan sonra algıda seçicilik olacağı garanti. Öneri için teşekkürler.
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.