İthaki bilimkurgu klasikleri okumalarına devam ediyoruz. Elimde bu kez kısa ama beni çok etkileyen bir kitap vardı. Ve "Houston duy bizi!" diyerek okudum bu cesur kitabı.
Öncelikle James Tiptree, Jr hakkında konuşmak istiyorum biraz. Robert Silverberg tarafından yazılan önsöz okuması sayesinde, yazarın aslında Alice B. Sheldon adlı bir kadın olduğunu öğreneceksiniz. Ben "Uzaktan Kumandalı Kız" okurken bu detayı araştırmış ve çok şaşırmıştım. Bu kez de önsözden, kimliğini gizlemekteki inatçılığı ve ısrarı beni şaşırtan durumlar arasına girdi. "Benim lanet sırrım, onların bilmediği bir şey, Büyük Birader halt etmiş yanında..." ve daha fazlasını söylüyor hayatı hakkında.
"The Women Men Don't See" (Erkeklerin Görmediği Kadınlar) adında bir öyküsü de mevcutmuş, araştıracağım.
Yine bu eserleri içinde en önemlisi ve bir feminist ütopya olan Houston, Houston Duyuyor Musun? 'da çok farklı bir dünya ve uzay ele almış yazar.
Şimdi de konudan bahsedelim.
İnsanlık tarihinin, güneşe gerçekleşen ilk seferinde, Birleşik Devletler Uzay Gemisi Güneşkuşu 3 erkek mürettebat ile uzaydadır. Binbaşı Norman Davis, Dr. Orren Lorimer ve Yüzbaşı Bernhard Geirr adlı kahramanlarımız uzaydaki rotasında kimliği belirlenemeyen bir uzay aracı ile iletişime geçerler. Asıl amaçları Houston Uzay Merkezi ile resmi iletişimken karşılarına çıkan bir kadın sesi onları hayli şaşırtır. Escondita adlı uzay gemisinden Lorna Bethune sesiyle karşılaşan Güneşkuşu mürettebatı, Dünya'ya dönmeye çalışırken çok ilginç bir bilgi öğrenir. Aslında Güneşkuşu'nun yüzyıllar önce uzayda kaybolduğunu ve güneşin arkasından bir daha çıkmadığını duyarlar karşılarındaki sesten.
İşte her şey o zaman başlar.
Ekim ayında olduğunu düşünen mürettebat yine aynı sesten Mart'ın 15inde olduklarını duyarlar. Dave ve ekibi kandırılıyor mudur yoksa duydukları şeyler doğru mudur? Zamanda birkaç yüzyıllık sıçrama mümkün müdür? Zaman boyutu ve uzayda kayboluşun yanında geride kalan hayatları da yok olmuşsa bu 3 kişi ne yapacaktır? Çok sevdikleri ailelerine ne olmuştur? Eğer söylenenler doğruysa Dünya'da bu süreçte neler değişmiştir, peki onlar bu değişimlere uyum sağlayabilecekler midir?
Çok severek okuduğum kısa bir serüven oldu Houston, Houston Duyuyor Musun? Güneşkuşu'nun sesini duyurmaya çalışmasını, ekibin kaldığı ikilemin dehşetini hissettim okurken. Bir tarafta erkeklerden diğer tarafta da kadınlardan oluşan mürettebatın çok iyi düşünüldüğünü de söylemem gerek. Heyecanla neler olacağını merak ederken buldum kendimi. Houston Güneşkuşu'nu duysun istedim. Kadınlar ile erkeklerin konuşmalarını, umutlarını, korkularını onlarla birlikte yaşadım.
Sanırım son zamanlarda seçtiğim en güzel bilimkurgu klasiklerinden birini okumuş bulunuyorum. Güneşkuşu ve ekibi ile tanışmaya, kadınlardan oluşan muhteşem bir mürettebatla karşılaşıp buzdağının görünmeyen kısmını okumaya hepinizi davet ediyorum.