Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

261 syf.
·
Puan vermedi
·
3 günde okudu
Bir ada düşünün ki içinde sadece erkek çocuklar, enkaz halinde bir uçak ve karanlık bir orman bulunuyor.. İnsan doğasının, insan psikolojisinin ne kadar ilginç ve karmaşık bir yapıya sahip olduğunu gösteren bir kitap Sineklerin Tanrısı. Yazar bunu dünyadaki en masum dediğimiz varlıklar üzerinden yani çocuklar üzerinden ele almış. Kitapta sürü psikolojisi, bir gruba ait olma ihtiyacı ve girilen grubun özelliklerini benimseme gibi çeşitli insan davranışlarına tanık oluyoruz.. Bir kaza sonrası ıssız adada mahsur kalan çocukların hikayesi Sineklerin Tanrısı. Önceden yetişkinler tarafından kontrol edilen, belli bir medeniyetin içinden çıkıp gelmiş olan bu çocuklar ıssız bir adada birlikte hayatta kalabilecekler miydi? On iki yaşındaki Ralph okuyucuların karşısına çıkan ilk karakter. Nerede olduğunu anlamaya çalışırken karşısına küçük, kilolu bir çocuk çıkıyor. Ona insafsızca takılan lakabı ile bilinen Domuzcuk artık Ralph'ın peşinde. Çekingen ama oldukça fazla fikirleri olan Domuzcuk'un aklına bir fikir daha geliyor. Buldukları deniz kabuğuyla diğer çocuklara çağrıda bulunma.. Ralph bu görevi üstleniyor. Birkaç başarısız deneme sonrasında da adayı harekete geçirecek sesler çıkartmayı başarıyor. Ve bir süre sonra bulundukları alana birer ikişer erkek çocukları dahil oluyor. Kısa bir süre içinde erkek çocuklarından oluşan bir kalabalık meydana geliyor alanda. Sesi çıkaran ve onları bir araya getiren Ralph doğal olarak bir konuşma gerçekleştiriyor. Bu konuşmanın sonunda bir lider, bir şef seçilmesi gerektiğine karar veriliyor. Kitapta iki tane sivrilen karakterimiz Ralph ve Jack var. İkisi dışında kimse lider olmayı düşünemiyor bile. Jack kendini öne atıyor ama oy birliğiyle Ralph lider seçiliyor. İkinci iş adanın keşfi oluyor. Gezileri sonrasında ada az çok kafalarında şekillenmeye başlıyor. Çocuklar birlikte hareket etmenin sarhoşluğu içindeler, her şey yolunda. Birliktelerdi ve ada onlara aitti.. Çocuklar adayı, okudukları hikayelerdeki adayla bir tutmuştu. Bir süreliğine macera yaşamalık bir ada fikri kulağa hoş geliyordu. Çocukça, safça bir mutluluk içindeydiler. Yetişkinler onları kurtarana dek eğlenmelerine bakacaklardı. Toplantılar yapıldı, kurallar koyuldu. Yetişkinlerin yardımı olmadan ıssız bir adada kalmanın planı yapıldı. Her şey yolunda gibi görünmeye devam ediyordu. Günler oyun, yemek ve uyku üzerine kuruluydu. Nerede olduklarını, kurtarılmak için beklediklerini unutmuşlardı sanki.. Ancak çok uzun bir süre geçmeden bir topluluğun bir arada kaldığında yaşadıkları zorlukları tecrübe edeceklerdi. Kafalarında yarattıkları eğlenceli ada düşüncesi çatlaklar vermeye başlamıştı bile. Kurallara uymak istemeyenler, iş yapmak istemeyenler ortaya çıkmıştı. Ve de bolca fikir ayrılıkları... Fikir ayrılıklarının başını çekenler ise Ralph ve Jack. İkisi de başına buyruk, kendi isteklerinin kabul edilmesini bekliyordu. Başlarda uzlaşmaya çalışan bu iki çocuk artık bunu başarmakta güçlük çekiyordu. Onca şeyin üstüne bir de yaşı çok küçük olan çocuklardan canavar söylentisi yayılmıştı. Ada hayatı oyun olmaktan çıkmış, yetişkinlerinkine çok benzeyen bir hayat mücadelesine dönmüştü.. Kitapta da örneği olduğu gibi bir çocuk istemese bile bir başka çocuğa kötü davranabiliyor. Günümüzde de akran zorbalığının artışını izlemekteyiz.. Peki çocukları buna iten güç ne? Dürüstçe kendinize şu soruyu sorduğunuzda cevabınız ne olurdu? İyi ya da kötü olan davranışlarıma kendim mi karar veriyorum yoksa içinde bulunduğum grup mu karar veriyor? Kararlarınızın size ait olduğunu düşünecek kadar özgür müsünüz? Ralph doğal bir lider. En azından öyle görünüyor. İnsanlara rahatça emir veriyor, istediğini yaptırabiliyor. Ancak ne istediğini ya da ne istemesi gerektiğini her zaman bilemiyordu. Domuzcuk ise yaşına ve çekingen karakterine rağmen akıllıydı. Ralph'in geri kaldığı zamanlar da yardıma koşuyordu. Domuzcuk sağduyunun sesiydi. Dinlemek isteyenlere işe yarar şeyler söyleyebilirdi. Ama her zaman olduğu gibi burada da mimlemiş, dışlanmıştı. Lider olanlar ve lideri takip edenler.. Kim neye göre seçiliyor? Lider her anlamda diğerlerinden üstün olduğu için mi seçiliyordu yoksa diğerlerini etki altına alabildiği için mi ? Hangisi bir lider için vazgeçilmez? Zeka mı yoksa insanları etkileyebilme, onlara hakim olabilme yeteneği mi? Ralph ve domuzcuk... Biri lider, biri onun takipçisi. Hangi özellikleri bu çocukları o konuma getirmişti? Küçük çocukların arasında bile güç savaşını görebiliyoruz. Lider olma, başa geçme ve diğerleri tarafından saygı görme isteği.. En kötüsü de bir kez bunu tadınca saygının sevgiden mi yoksa korkudan mı kaynaklandığını umursamamak olsa gerek. İnsanlar iyi ya da kötü olarak mı doğar? Yoksa hepimiz kötü olmak için eline fırsat geçmemiş iyi insanlar mıyız? Bir kere şiddetin ve gücün tadına bakan biri için geri dönüş olabilir mi? Güç ve hırs uğuruna neler feda edilebilir? Kötü, düşman ve canavar diye tanımladığımız şeyler bizim içimizdekilerin yansıması olabilir mi? Kitapta masum olarak düşündüğümüz çocuklar güç yarışına giriyorlar, şiddetin ve nefretin farkına varıyorlar. Yetişkinlerin denetimi olmadan yani herhengi bir kural ya da yasa olmadan çocukların kısa bir sürede ne kadar vahşi olabileceği gözler önüne seriliyor. Medeniyetin, uygar bir insan olmanın adeta bir pamuk ipliğine bağlı olmasının da bir göstergesi oluyor bu durum. Kitap, basit bir ıssız adada hayatta kalma mücadelesi değil. Bu hikaye çok daha farklı anlamlar taşıyor. Okunması ve okutulması gereken bir kitap. Keyifli okumalar.
Sineklerin Tanrısı
Sineklerin TanrısıWilliam Golding · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202080bin okunma
··
650 görüntüleme
Hasret Gedik Ertekin okurunun profil resmi
İncelemenize içimdeki soruların kaleme dökülüşüne bayıldım teşekkür ediyorum
Rîndkeş okurunun profil resmi
Elinize sağlık, tekrar güzel bir hatırlama oldu 🙏
Mehmet okurunun profil resmi
Güzel bir inceleme olmuş elinize sağlık Neslihan Hanım
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.