Gönderi

339 syf.
9/10 puan verdi
·
4 günde okudu
Cemil Meriç okurken kendi cehaletinin farkına varıyor insan. “Ben edebiyata sürünerek girmedim, prens olarak girdim, şovalye olarak girdim ve Palas Atena gibi zırhlarımla doğdum. İlk yazımla son yazım arasında büyük bir fark olacağını sanmıyorum. Ağaç dalbudak salmış, büyümüş, o kadar.” Syf:59 Çok okuyan, çok düşünen çokça dürüst olan bu adamın onca yıllık birikimini buluyoruz bu kitapta. Kendisinin de belirttiği gibi acemilik eserleri yoktur onun, yazım dünyasına prens olarak girmiş ve kendi eserlerini onca yılın dolup taşması ile üretmeye başlamıştır.Hal böyle olunca da öyle bir oturuşta veya birkaç günde okunup sindirilebilecek bir kitap değil “Bu Ülke”. Her cümle vurucu. Her satır cehaletimize bir tokat belki de. Pek çok şeyden bahsedecek Cemil Meriç. Önce kendisinden, gençliğinden, onu etkileyen yazarlardan. “Dünyanın en iyi romancısı Balzac’tı” diyecek , “Zola, gençliğimin tanrılarından.” Diyecek ya da. Bir dönem arkadaşlık da ettiği Celal Sayır’ı anlatacak. Celal, Türkiye’nin Oscar Wilde’ıdır, diyecek. “Ulu çamlar, fırtınalı diyarlarda yetişirmiş. Kemal’i ısdırap yarattı.” Diyerek sahip çıkacak Kemal Tahir’e. Elbette sakınmadan sert cümleler de savuracak bazı Türk aydınlarına. -İzm’ lerden bahsedecek, Doğudan Batıdan dem vuracak. Anlaşılamadığından, anlayamadığından da bahsedecek. Ama “Her büyük adam, kucağında yaşadığı cemiyetin üvey evladıdır.” Demiyor muydu kendisi de. Elbette anlaşılamayacaktı. Tekrar tekrar okunulası, ‘anlaşılması’ gereken bir kitap, bir aydın. Keyifli okumalar.
Bu Ülke
Bu ÜlkeCemil Meriç · İletişim Yayınları · 201821,2bin okunma
·
62 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.