Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

400 syf.
4/10 puan verdi
·
25 saatte okudu
Çok bilindik bir konuyu ele alıyor olsa da kitabın başları inanılmaz ilgimi çekti. Karakterlerin birbirlerine karşı nefret dolu olması ve yaşantılarının taban tabana zıt olması bir sonraki sayfada ne olacak, bu ikili ne zaman yumuşayacak diye meraklanmama sebep oldu. Fakat bu merakım ve ilgim pek uzun sürmedi. Zira karakterlerin birbirlerine duydukları nefretin aşka evrilişi, pat diye oldu. Birbirinden zerre hoşlanmayan bu ikilinin, aniden birbirleri için bu kadar değerli hâle gelmesi pek inandırıcı değildi. Bu sıkıntının en büyük sebebi de yazarın dilinin çok basit ve yüzeysel olması, dolayısıyla da karakterlerinin duygularını geçirememesiydi. Karakterlerle ilgili başka sorunlar da vardı. Mesela Brittany, ablasını çok seven biri olarak anlatılıyordu ve ablasına olan davranışlarından dolayı annesi ile babasına çok kızıyordu. Ama kendisinin yaptığı da (ablasını en yakın arkadaşından bile saklaması) anne-babasının yaptığından pek farklı değildi. Bir de Brittany'nin annesinin ciddi bir psikolojik sorunu vardı fakat ilk sayfalar haricinde bu sorunun üstünde çok durulmadı. Hatta ilerleyen sayfalarda bu sorun çözüme bile kavuşturuldu. Bu kadar ciddi bir psikolojik hastalığın, tedavi edilmeden böylesine basit bir yolla çözüme kavuşturulması hiç gerçekçi değildi. Alex ise iki lafından birinde 'beyaz çocuk, beyaz kız' tarzı söylemlerde bulunan ve insanları sınıflandıran, tutarsız biriydi. Evet, tutarsız diyorum zira Meksikalı olduğu için insanların kendisini aşağılamasına sinirlenen birinin, tutup da başka insanları ırklarına göre sınıflandırması ve yargılaması tutarsızlıktan başka bir şey değildi. İşin garibi kitap boyunca kimse Meksikalı olduğu için Alex'i aşağılamadı, kimse Alex'e ırkçılık yapmadı. Alex'e dair bir diğer sıkıntı da hislerinin farkına vardıktan sonra bile iddia mevsundaki tutumundan vazgeçmemesiydi. İddia olayı demişken... Kitabı sevsem bile (ki sevmedim) bu iddia olayından ciddi bir puan kıracaktım çünkü cidden hiç sevmediğim ve normalleştirilmesini asla istemediğim bir konudur. Kaldı ki bu kitaptaki versiyonu da çok kötü işlenmişti. Bu kadar önemli bir konunun bu kadar umursanmaması ve önemsenmemesi beni rahatsız etti. Kitabın sonlarına doğru da haddinden fazla olay yaşandı. Sakin sakin ilerleyen kitabın son sayfalarında, üst üste bu kadar çok olay yaşanması ve her şeyin oldu bittiye gelmesi hoşuma gitmedi. Hele son söz kısmı... Gerçekten bu kadar yapmacık bir son söze gerek var mıydı?
Kusursuz Kimya
Kusursuz KimyaSimone Elkeles · Artemis Yayınları · 2013103 okunma
·
220 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.