Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

94 syf.
·
Puan vermedi
·
7 günde okudu
Tolstoy'un İnanç Üzerine Kendini Bulma Öyküsü
İtiraflarım kitabı Tolstoy'un, 18 yaşından sonra, onun deyimiyle "basitçe bana öğretilen, büyüklerimin de sadık kaldığı şeylere güvendim." biçiminde ifade ettiği inancını kaybetmesiyle birlikte başlayarak; sorgulama süreçlerini, anlam arayışını, yeni keşifler yolunda yaşadığı deneyimleri, acılarını, iç huzursuzluklarını anlattığı, düşünce yapısı hakkında bir fikir sahibi olabilmek için okunması gereken önemli bir yapıt. Bir gözlem olarak ben İtiraflarım' da, inançsız kaldığında intihar çevrelerinde dolanacak kadar umutsuz kalmış, inanç olmadan yaşayamayacak bir Tolstoy gördüm ( "Tanrı'yı bildiğim sürece, yaşıyorum. Onu unuttuğumda, ona inanmadığımda, ölüyorum."). Bu nedenle anlam arayışında, ikna olmadığı yönleri olsa da kendini kandırabilmenin ve ikna olmanın yoluna girmiş, çünkü ancak bu şekilde huzur bulmaktadır. Kendi deyimiyle mantıksal düşünceye yöneldiği, ona öğretilen inançtan uzaklaştığı dönemdeki duygu durumunu ve tekrar yaratıcıya yönelme nedenini şöyle özetlemiş: "Bana o dönem olan şey şuydu: Bir yıl boyunca, neredeyse her an kendimi asarak mı; yoksa bir kurşunla mı öldürmem gerektiğini sorarken, tarif ettiğim düşünceler ve gözlemlerle meşgulken, kalbim acı verici hislerle işkence görüyordu. Bu hisleri sadece bir yaratıcıya dair arayışın mantıktan değil duygularımdan kaynaklandığını söyleyebilirim; zira bu arayış mantıksal süreçlerimden doğan bir arayış değil, bu sürece tamamen ters bir noktadan, kalbimden doğan bir arayıştı. Bu bir dehşet, yalnızlık, bana yabancı olan her şeyin içinde bir ıssızlık duygusuydu; birinin edeceği yardım için duyulan ümitti." "O var. Bunu kabul ettiğim an, hayat içimde büyümeye başlıyordu." Ancak yaşadığı deneyimlerden ve geçtiği süreçlerden sonra tekrar eski inanç pratiklerine dönmeye karar verdiğinde aslında köprünün altından çok sular aktığını fark ediyor: "Tekrar, kendimden, dünyadan uzakta, Tanrı gözlerimin önünde buz parçası gibi eridi. Yine ardında hiçbir şey bırakmadı. Hayatın kaynağı bir kez daha kurudu." Kendi deyimiyle bu duruma iki ya da üç defa değil yüzlerce defa düştüğünü ve karamsarlık hislerine kapıldığını söylüyor. Ancak Tolstoy yılmaz, huzur ve anlam arayışına devam eder. Yaşadıklarından kendine şöyle bir sonuç çıkarır: "Demek ki hayal ettiğim gibi bir Tanrı yok. Tek gerçeklik hayatım. Ben, var olmadığı takdirde hayatın da var olmayacağı yaratıcıyı arıyorum." Der ve sorularına devam ederek kendi arayışını sürdürür. Her şeye şüpheyle yaklaşarak anlamlandırma çabaları ve yaşadığı tecrübeler doğrultusunda acı çekse dahi değişimden korkarak geri çekilmeyip kendi gerçekliğini kurmaya çalışır. Bence bu tavrı Tolstoy'un korkusuz, şüpheci, meraklı, sorgulayan, verilenle yetinmeyen bir karaktere sahip olduğunu gösteriyor. Herkese tavsiye ederim. Okudukça Tolstoy'un iç dünyası ve süreçleri hakkında daha çok detay öğrenip, genel olarak öykülerinde ön plana çıkardığı ahlak konseptine dair daha kapsamlı bir şekilde düşünmeye başlayabilirsiniz. Daha fazla düşündükçe Tolstoy külliyatına daha fazla dalabilirsiniz. Hatta 2021 yılını Tolstoy okuma yılı olarak değerlendirebilirsiniz! => #99344608 <=
İtiraflarım
İtiraflarımLev Tolstoy · Karbon Kitaplar · 201722,9bin okunma
··
41 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.