Gönderi

345 syf.
·
Not rated
·
Read in 28 days
251- Şiirle pek ilgilenmem ama Neyzen sevdiğim şairlerdendir. Hicve duyduğum özel ilgiden kaynaklı olabilir bu. Neyzen’in hayat hikeyesini Hıfzı Topuz’dan okumuştum. Şiirlerini ise internette karşıma çıktığı kadarıyla biliyordum. Bu karşıma çıkanların büyük çoğunluğunun da onun olmayan ama ona atfedilen yerli-yersiz küfürlü dörtlüklerden oluştuğunun farkındaydım. Bu yüzden doğrudan onun yazdığı kesin olan şiirleri okumak benim için önemliydi. Şiirlerin çoğunda yaşadığı dönem dolayısıyla çokça eski lügate ait sözcükler ve aruz ölçüsü kullandığını görmek biraz şaşırttı, şaşırtmaması gerekiyor olmasına rağmen. Sanki hep günümüz İstanbul Türkçesiyle yazmış olmasını bekliyordum içten içe. Her ne kadar kitabın arkasında kapsamlı bir mini sözlük bulunsa da oraya bakmayı çok fazla tercih etmedim. Anladığım kadarıyla yetinmek, okuya okuya anlamaya çalışmak istedim. Bu kadarı bile Neyzen’e olan sevgi ve ilgimin yersiz olmadığını görmeme yetti. Sadece hicveden şiirleri değil, hayata dair, kendi döneminde yaşayan şahıslara ve yaşanan olaylara dair, Atatürk’e dair, arkadaşlarına dair, kendine dair içini döktüğü şiirleri bir kez daha onun hakkında “hak ettiği değeri görmemiş” düşüncesini zihnime yerleştirdi. Rahmetli çok içermiş. İçtikçe de coşarmış, sayar, sövermiş. Bazen de düşermiş. Gediklisi olduğu hastanedeki ona ayrılmış odasına geçer, biraz kafa dinler, biraz dingin kafayla yazar, çizer, neyini üfler; kendini toparladıktan sonra da döngüye devam edermiş. Bohem bir hayat. Ama asla boşa giden değil. Eserleri neyse ki günümüze ulaşmış. Arada bir açıp birkaç dize okuyup yad edebiliyoruz.
Azab-ı Mukaddes
Azab-ı MukaddesNeyzen Tevfik · Kapı Yayınları · 2012197 okunma
·
242 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.