Mary Shelley 'in yaklaşık iki asır önce yazdığı Frankenstein bilimkurgunun ilk eseri olarak kabul ediliyor. Yaratıcısı tarafından terk edilen bir canavarın intikamı konu olarak oldukça özgün. Bu konu Mary Shelley' nin ifadesine göre uyku ile uyanıklık arasında bir yerde gözünde canlanan sahne olarak ortaya çıkmıştır. Daha sonra detaylandırılarak kurgulanmıştır.
Yaratıcı ve Canavar arasında yaşananlar Tanrı ve insan arasındaki ilişkiye benzetilmekte. Benim okurken daha çok hissettiğim 'bir çocuğun kendisini terk eden ebeveynine olan çığlığı' idi. Böyle hissettiğimden olsa gerek bilimkurgudan ziyade edebi bir roman okuduğumu düşündüm.
Kitabın işleyişine baktığımızda şunu da görüyoruz :Önce salt iyi olan, sadece sevilmek ve kabul edilmek istenen bir insanın - canlının- toplum tarafından dışlanmasıyla acımasız bir varlığa dönüşmesi mümkün olabilir mi? Evet olabilir. Leonardo da Vinci ' nin tablosuna modellik yapan adamın farklı zamanlarda hem iyi hem de kötü için seçilmesi, insanın iyi ya da kötü olmasını zaman ve yaşadıklarının belirlediğini göstermişti. Yaratığın dönüşümünü de bu öyküye benzetebiliriz.
19 yaşında Frankenstein gibi bir efsaneyi yaratmak ve bunu iki asır sonraya aktarmak gibi olağanüstü bir şöhrete sahip Mary Shelley 'ye saygılarımla :) :)