Ömer Seyfettin'in okuduğum ilk eseridir. Bu da ayıplarımdan bir başkası olsun. Sabahattib Ali, Oğuz Atay, Hakan Günday gibi yazarlara da çok geç kalmıştım. Zararın döndüğüm kısmından sonrasının kâr sayarak devam ediyorum.
Her biri akılda kalıcı ve geçerliliğini yüzyıllar boyunca sürdürecek olan insan tahlillerinden oluşuyor öyküler. Birbirinden derin anlamı olan öykülerden oluşan kitabın en iyi öyküsü Yüksek Ökçeler'di bana göre. "Göz görmeyince gönül katlanır" atasözünün sözlük karşılığı olabilir. Bildiğimiz hâlde görmediğimiz sürece sorun yokmuş gibi yaşamıyor muyuz hepimiz?