Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Sözcüklerin büyüsüne, yakarma gücüne o çılgınca inanç olmadan, anlatıcının söylediği gibi “insanın, adlandırdı şeyi yarattığı” kanısı olmadan yazılır mıydı hiç?
·
41 görüntüleme
Pelin okurunun profil resmi
“ Ah şişemi, şu kitabı denizi atabilsem keşke” diye yazar Proust 1918’de. Romanlar ne alıcısı ne gömdereni bilinen mektuplar değilse ya nedir? Şişe içinde denize atılan sözcükler mi topu topu? Annenin de hiç kimse gibi okuyamayacağı sözcükler mi? “ “Yer yer, anlatıcısı tarafından bir tür özyaşam öyküsü olarak yazıldığını düşündürecek kadar romana yakın olan gerçek yaşamda, Prost’un şoförü ve sevgilisi olan, aynı zamanda Albertine Simonet’nin de modeli olarak kayıp ve yeniden kavuşulamayan “mahpus” Alfred Agostinelli’nin ölümüne yol açan kazanın olduğu gün, yazar ona asla okuyamayacağı son bir mektup yazmıştı. Alfred’in bir cenaze töreni, mezarı olmamıştı ki, Marcel çıksın ortaya derin düşüncelere dalsın. Prost kendisi için bir şey ifade etmeyen ölülere bile yazmaktan hoşlandığı aşırı duygu yüklü, tumturaklı başsağlığı dileklerini öyle herkese söyleyemezdi. “
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.