“Hiçbir iktidar masum değildir. Bütün iktidarlar öyle ya da böyle birinin katilidir!” Sayfa sayısına oranla en kısa zaman içerisinde bitirdiğim kitaplardan biri. Çok değerli bir dostumun hediyesi olan bu kitabı okumak için hep doğru vakti bekledim fakat okumadığım her an vakit kaybıymış gibi hissediyorum. Yüreğim buruk, gözümde yaşla bitirdiğim ve konunun gerçekliğini, olayları araştırmak için koşa koşa bilgisayar başına oturduğum bir kitap oldu. Kitapta bahsedilen Ermeni Olayları, Mavi Alay, Nazi Almanyası, Struma Olayı… hepsi o kadar derin acılar barındıran olaylardı ki… ve bu hikayeleri böyle bir tarihsel kurguya dönüştürmek… Geleneksel aşk hikayelerinden çok daha fazlası olan kitap boyunca bir ritim içinde giden romanımızı İstanbul Üniversitesi’nde çalışan Halkla İlişkiler Uzmanı olan Maya Duran’ın 1939’lu yıllarda Nazi Almanyası’ndan kaçan ve üniversitelerinde Alman hocalık yapan Maximilian Wagner ile 2001 yılının bir şubat ayında üniversitelerine eski profesör olarak misafir ettikleri ve sonrasında geçmişten bugüne gelen olayların akışında roman yazması sürecine tanık oluyoruz. Tanık olmaktan öte kitabın sonunda “Çünkü bu, ustaca bir kitap yazma girişimi değil, bir iç dökme, bir itiraf, bir paylaşma arzusu” diye yazdım demesinden de samimiyetini anlayacağınız gibi birlikte yaşıyor, birlikte üzülüyoruz. Sevgili Maya biz de seninle birlikte Maya olduk, Max olduk, Nadia olduk, Ayşe olduk, Mari olduk… Ve sana sonsuz teşekkürler güçlü bir kadın olup, ayaklarının üstünde durabildiğin için. İnsan olabildiğin için. İnsanlık kelimesini yaşamına uyarlayabildiğin için! "Dinimi soran olmayacaktı bana. Olur da birisi merak ederse, cevabım hazırdı: Müslüman, Yahudi ve Katolik; kısacası insan." Dil, din, ırk, cinsiyet fark etmeksizin insanı insan olarak görebilmek, sevebilmek, sayabilmek… Tüm toplumların ihtiyacı olan şey bu değil midir? Aklımızın almak istemediği, duyduğumuzda bu gerçek olamaz dediğimiz, filmlerde-romanlarda uyarlamalarını gördüğümüz hayatlar yaşandı. Bizler o dönemlere denk gelmeyerek hayatlarımızı farklı şekillerde devam ettiriyoruz. Biraz geçmişe dönsek, ders çıkarsak bugün neler yapabileceğimize bakmaktan öte yapsak… Ah ne güzel olmaz mıydı? Böyle bir romanı yazıp benim için tarihin bazı kapılarını araladığı için, merak duygumu daha çok arttırdığı için Livaneli’ye teşekkür ediyorum…

SerenadZülfü Livaneli · Doğan Kitap · 2020136,3bin okunma

·

25 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Cemre Nur AHRETLIKOGLU