Batı Trakya Türkleri ise, Bulgar idaresinin Yunan yönetimine bile rahmet okutan kıyıcılığından çok korkmakta idiler. Ülkedeki Türk subaylarının eteklerine sarılıp, çekilip gitmemeleri için yalvarıyorlardı. Yunan Kralı Konstantin, Batı Trakya'nın Türkiye'de kalmasına İngiltere, Almanya, hatta Fransaʼnın itiraz etmeyeceğini, İtalya'nın tarafsız kalacağını, Rusya ve Avusturya baskısının ise mühim olmadığını gizlice
Bâb-ı Âlî'ye duyurmasına rağmen Sadrâzam Said Halim Paşa, Yunan politikasının Avrupaʼnın en yalancı ve dönek politikası olduğunu söyleyip başına bir Batı Trakya meselesi almak istemedi.
Fransa'nın İstanbul Büyükelçisi Maurice Bompard'ın (Moris Bompar), 22 Ağustos'ta Fransa hariciye nâzırına çektiği gizli telgrafta, Batı Trakya’nın Türkler'e verilmesi gerektiğini bildirmesi, Yunan Kralı'nı teyid ediyordu. Büyükelçi, Bulgarlar'ın girdikleri yerlerde Türk ve Yunanlı halka yaptıklarını "iğrenç ve aşağılık" olarak vasıflandırmakta, yeniden böyle sahnelere zemin hazırlanmasına Fransa'nın razı olmaması gerektiğini belirtmektedir. Harbiye Nâzırı İzzet Paşa da 9. Kolordu ile Batı Trakya'yı derhal ve Bulgarlar'ın hiçbir şey yapamayacakları şekilde işgal edebileceğini tekrarlamakta, fakat yılgın olan Sadrâzam, buna izin vermemektedir.