Kitabın konusu, ustaca düşünülmüş bir cinayeti anlatmakta. Olaylar 1866'lı yılların Rusya'sında geçiyor.
Genel olarak yazarın dili anlaşılır, akıcı; fakat yer yer yapılan mekan/konum betimlemeleri biraz olaylardan kopmaya neden olabilir nitelikte. Çünkü adı üstünde bir cinayet romanı. Kitap aynı anda birçok karakteri (karakterler Rus ve isimler uzun uzun belirtilmiş) ve birçok kanıtı anlatıyor. Üzerine de bu betimlemeler devreye girince; romanı okurken hâliyle "bu bahsedilen kişi kimdi, bunu mu demişti?" diyebiliyorsunuz. Kafanız karışabiliyor. Bu yüzden, iyi bir hafıza ve dikkat gerektiriyor kanımca.
Bütün bunlara rağmen, kitapta karşılıklı konuşmalara yer verilmesi, mekan/konum betimlemelerindeki kopuşun aksine; olayların bizzat içerisindeymişsiniz izlenimini vermekte oldukça başarılı. Yazarın olayları bağdaştırması ve ipuçlarını bir şekilde toparlaması da akıllıca. Okurken "vay be" dedirten türden.