Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

Hükümsüz Dizisi Hakkında
#exxen bayram dolayısıyla ücretsizken başından beri merak ettiğim polisiye dizi #hükümsüz 'e bir bakayım dedim. Merakla başladığım diziye dördüncü bölümün sonuna kadar ancak dayanabildim. Hükümsüz aceleye gelmiş, her şeyi anlatmaya çalışan ama hiçbir şeyi tam anlatamayan, Televizyon mantığıyla yapılmış bir dizi olmuş, çok kötü bir polisiye ayrıca. İşin polisiye kısmında beni o kadar şaşırtan şeyler oldu ki, bu diziyi nasıl çekmişler diye düşündüm, zira böyle hataları yapabilmek için polisiyeye dair hiçbir şey bilmemek gerekir. Bahsettiğim hatalar öyle, "Danışman alsalarmış düzelirmiş, niye danışmanlık almamışlar?" hataları değil, herhangi bir polisiye okuru bile, bu böyle olmaz, derdi görse bunları. Gelin biraz size de bahsedeyim; ilk olarak beş yıl önce kaybolan bir genç kızın hikayesi karşılıyor dizide bizi. Genç kız ortadan kaybolunca ailesi onu aramaya koyuluyor, özellikle de ablası. Aradan birkaç gün geçince jandarma yakınlarda bir ceset bulunduğunu söylüyor, tabii abla hemen kardeşine ait olduğunu düşünse de jandarmanın ilginç bir fikri var, aynı muhitte pavyonda çalışan bir kadın daha kayıp olduğu için bulunan cesedin ona ait olduğunu düşünüyorlar, jandarma niye öyle düşünüyor diye soracak olursanız sebebi cesedin çıplak bulunmuş olması gibi gülünç bi durum maalesef. Tabii iş bununla da kalmıyor, ablayı cesedin bulunduğu yere sözde götürüyorlar ama biz izleyici olarak bunu görmüyoruz, cesedin bulunması olayından sonra diğer kayıp kadının çalıştığı pavyona giderken buluyoruz ablayı, pavyondaki çalışma arkadaşları yarım yamalak bir adres veriyorlar, o da kadını gizlendiği yerde hemen buluveriyor. (Yani yetkililer de bir gidip sorsa aslında kadını bulacak) Kadının pavyondan kurtulmak için kayıp numarası yaptığını öğreniyor. Abla, pavyonda çalışan kadına jandarmaya teslim olması için yalvarıyor. Eğer kadın, "Ben kaybolmadım" derse cesedin aslında kayıp genç kız olduğu anlaşılacak. Çünkü DNA testi falan daha icat olunmamış :)) İşin komik yanı ceset tanınmaz halde falan da değil, gayet bütünlüğünü koruyor. Bir şekilde kadın ikna oluyor herhalde çünkü oraları da görmüyoruz, cesedin ona ait olmadığı öğrenilince otopsi yapmak için cesedi defnedildiği kimsesizler mezarlığından çıkarıyorlar. Evet, şok oldunuz biliyorum, çünkü izlerken ben de öyle oldum. :) O ana kadar genç kızın defnedildiğini falan izleyici de bilmiyor aslında, öğrenince de tabii mantıken niye diye soruyoruz kendimize. Tamam, cesedin kimliği tamamen çıplak oluşundan yola çıkarak pavyonda çalışan kadın olarak belirlenmişti ama görüyoruz ki otopsiye de gerek görülmemiş, doğal ölüm diye düşünülmüş, çünkü hepimiz bir dağ başında çıplak olarak arı kovanları arasında ölebiliriz, değil mi? :)) Hadi bunu da geçtik diyelim, ya niye kimsesizler mezarına gömdünüz lan kadını? Annesi var, çocuğu var, kadın kimsesiz değil ki. :)) Geçirdiğimiz şoklar keşke burada bitse, bitmiyor tabii. Nihayet pavyonda çalışan kadın ortaya çıkınca cesede DNA testi yapmayı akıl edebiliyorlar ve tabii cesedin genç kıza ait olduğu öğreniliyor. Ama yine doğal ölüm denip olayın üzeri örtülüyor, kimse de bir şey araştırmıyor. Eh biz de buraya kadar nasıl öldüğüne dair bir şey bilmediğimiz için bir şey diyemiyoruz ama olay beş yıl sonra yeniden açılınca ne öğrensek beğenirsiniz, genç kıza tecevüz edilmiş, uyuşturucu verilmiş, kanda alkol var, bir dağ başında çıplak bulunmuş, tüm bunlara rağmen doğal ölüm zannetmişler de hiçbir araştırma yapılmamış, oysa sadece mesajlara bakarak bizim zehir hafiye avukatlarımız olayı çözüyorlar ilerde, yani ceset ilk bulundugunda kızın mesajlarına baksalar olay çözülecek ama bizim sivri zekalılar bunca şeye rağmen doğal ölüm ya bu diyorlar, bak hele. :)) Yazar kafasıyla düşününce, cesedin başkasına ait olduğu düşünülüp beş gün mezarda kalma işini herhalde bedendeki uyuşturucu, alkol vs. otopside  anlaşmasın diye koymuş galiba senarist ama ben zannetmiyorum ki beş günde bir CESETTE bu tarz buluntular yok olsun. Hadi diyelim ki oldu ama biz genç kızın kolunda iğne yarası görüyoruz, o ne olacak? Muhtemelen senarist de kendine böyle sormuş ki içinden çıkmak için cesedin bulunduğu yeri arı kovanlarının olduğu bir yer olarak belirlemiş, cesedimize arılar saldırmış, ama niye? Arılar haraketsiz bir cesede saldırır mı, saldırsa bile arı zehri cesette böylesi bir deformasyona yol açar mı? İşin bir başka tarafıysa bu iki kayıp kadın birbirinden çok farklı aslında, biri daha çocuk. Ötekisinin çocuğu var, fizikleri benzemiyor, illa ki bir ayırıcı özelliği vardır, kaldı ki ceset dediğim gibi tanınmaz durumda da değil. Yani bir cesedi sırf çıplak olduğu için şunun cesedidir demek ne kadar mantıklı, hele de böyle bütçesi olan bir dizi için ne kadar doğru bilemiyorum. Anladığım kadarıyla hiçkimse okumamış bu senaryoyu, Exxen'e acil polisiye dizi lazım demişler ve çekmişler. Zaten baştan oyuncuların rollere giremediği de anlaşılıyor, ortalarda gezen bir polisimiz var mesela, niye var anlamadım. Sadece öyle derbeder derbeder dolanıyor o kadar. İlk dört bölümde bir cinayet daha çözülüyor, birbiriyle bağlantılı mı diye düşündüyseniz, hayır alakaları yok. Çünkü dizi anladığım kadarıyla birkaç bölümde bir bağlantısız cinayetleri veya olayları çözüp duracak. O yüzden TV mantığıyla yapılmış gibi geldi bana. Bu cinayette de yine bir sürü olmayacak iş var. Bir adam kendi şirketinin önünde vurularak öldürülüyor, katilse intihar ediyor ve dosya kapanıyor ya da katil intihar etti diye ilgilenmiyor yetkililer. Evet dünyanın en rahat yetkilileri bunlar, ölürse ekime ölmezse tövbe tövbe tarzı tipler, neyse. :)) Ama sonra bizim iki zehir hafiye avukatımız kamera görüntülerine ulaşıyor, (eh olur öyle gizemli hareketler derseniz, adamın kendi şirketindeki kamera görüntülerine ulaşıyor derim ben de), düşünün polis adamın önünde öldürüldüğü kendisine ait şirketin kamera görüntülerini izleme gereği görmemiş, dedim ya rahat adam bunlar. :)) Neyse Allah'tan bizimkiler bakıyor da adamın kaçarken araca sol kapıdan değil de sağ kapıdan bindiğini fark ediyorlar, yani suç ortağı var, nasıl gözden kaçmış değil mi, şaşırtıcı bir durum. :)) Burada bir sinefil netfilix'in Fatma dizisi için teknolojiyi yok saymışlar diye eleştirmişti, hakkıydı da, Fatma belki dönem dizi olsa kameralara yakalanmama işi daha mantığa otururdu ama öyle böyle izleniyordu yine de. Ama Hükümsüz'ün bu şekilde mantığa oturması için DNA testinin, otopsinin ve cesedi tanıması için bir yakınına gösterme olayının olmadığı zamanlara dönmemiz gerek, o da çok eski herhalde. :)) Kısacası Hükümsüz olmamış, buradan Acun Bey'e sesleniyorum, gerçek bir polisiye dizi düşünüyorsaniz bizim Polisiye Yazarlar Birliği var, onun internet sitesine girip aralarından herhangi bir yazara, "Bize polisiye hikaye yazar mısınız?" diye sorarsanız kesinlikle çok daha güzel bir iş çıkar ortaya. En azından böyle hatalar olmaz. Hatta bende acayip bir polisiye hikaye var şu an, gelin onu çekelim. :) Fazla vaktiniz yok ama, yakında roman olarak çıkar, sonra yayıneviyle falan anlaşmak zorunda kalırsınız ona göre. :)) İşın şakası bir yana ben bile bazen yazdıklarımda hata fark ettikçe üzülüyorum ki benim danışmanlık alma gibi bir şansım yok, her şey benim dikkatime ve araştırmama bağlı, ama siz bunca hatayla bu diziyi millete nasıl izletiyorsunuz anlamıyorum.
··
693 görüntüleme
Bu yorum görüntülenemiyor
Emine okurunun profil resmi
Diziyi bilmem de - ki bilemem de izlediğim filmleri bile yarısını bugün kalan yarısını altı ay sonra izlediğim olmuştur dizi hak getire - dizi. İyi bir polisiye izleyicisine denk gelmiş 😊
Hasan Bulut okurunun profil resmi
Yazdığım konu olunca haliyle türe dair okuma ve izleme yapmam gerekiyor, e bir de sevdiğim tür, o yüzden kıyaslayacağım çok şey var. :))
1 sonraki yanıtı göster
ŞÜHEDA ÖZMEN okurunun profil resmi
Exxen'in kendisi zaten saçma ☺️ Çok da doğru düzgün içerikler umut etmemek lazım. Adam aslında işi biliyor. Çağımızda maalesef araştırmadan kabullenme ve sevme hastalığı var 😂 Önüne ne versen kabulü. İnsanlar gözünü açana kadar da adam parasına bakıyor işte ☺️ ama ne zaman açarlar muamma 😂
Hasan Bulut okurunun profil resmi
Haklısınız aslında, yoksa gerçekten kaliteli iş çıkarmak isteyenler acele etmezdi başta. Maksat para kazanmak olsun, onlar için yeterli. :) Bu konuda mesela Blu Tv hiç acele etmedi, başlarda çok az içeri vardı ama hepsi de kalburüstüydü, şimdi çok daha iyi işler yapıyorlar. Umarım Exxen de bir kalite çizgisine ulaşır, ne diyelim. :)
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.