Bir kitaba önceden spoiler yiyip başlamak benim en iyi yaptığım şeylerden biri olduğu için bu kitapta da aynı şeyi yaşadım. Çoğu zaman kendimi hazırlayabilmem için iyi bir fırsat olsa da bu sefer bilmeme rağmen asla hazır değildim. Kalbimi kıran bir kitaptı.
İkinci kitapta yaşadığım akıcılık problemini bu kitapta yaşamadım. Sadece çok fazla kitap okuyamadığım bir dönemdeyim o yüzden de bu kitap da olması gerektiğinden bir miktar daha uzun sürdü.
Serinin 3. Kitabı olduğu için söyleyeceğim pek bir şey yok ancak yine severek okuduğum bir kitap oldu. Riordan'ın dili hiçbir zaman değişmiyor. Yine eğlenceli, yine kendine bağlayan ve yine alttan alttan bize bir şeyler öğretme çabasında olan usta bir dili var.
Bu seride en çok sevdiğim karakter gelişimi açık ara Apollonundur. Her kitapta insanları daha da anlaması,kendine bir şeyler katması aşırı hoş olan bir şey. İlk kitapta resmen insanlık hakkında bildikleri küçük bir çocuğun bildikleri ile eş değerdi. Ama bu çocuk ne yazık ki yalnızca 3000 yaşındaydı.
Bu kitapta yanan dehlizdeki Sybill kahiniyle uğraştıktan sonra sıradaki rota Roma Kampı diyelim ve 4. Kitaba geçelim.
Acaba 5. Kitabın çıkmasını mı beklesem diye düşünsem de sanırım seriyi okumaya devam edeceğim. İngilizce pdfi elimde var. En kötü oradan okurum. İsteyenlere de pdf linkini sanırım verebilirim. Mesaj atmanız yeterli.
İyi okumalarr