Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

464 syf.
9/10 puan verdi
·
3 günde okudu
Bazen Tesadüfler Planlanabilir Mi ?
Öncelikle şuaradan başlayalım, kitabın anlatım tarzı biraz esprili biraz trajik. Bence kitabın, okuyucuda bıraktığı o derin etki hikayeden çok buradan geliyor. Espri ve trajedi, bunları harmanlayıp hikayeye çok güzel bir incelikle oturtulması muhteşem bir eseri ortaya çıkarmış. Kitabın sayfa sayısı ilk bakışta uzun gelebilir, fakat şunu söylemeliyim ki okumaya başladığınız zaman, inanın kitabın sayfalarının artmasını ve hikayenin bitmemesini isteyeceksiniz. Elbette, sadece her şey bu kadarı ile sınırlı değil. Hikayenin bir diğer güzel yanı ise içerisinde, kendinizden mutlaka bir şeyler bulacak olmanızdır. İç dünyanızda, belki de mukayesesini sadece kendinizle yaptığınız birçok bakış açınızı veya kendi yaşadığınız durumları, gözlemlerinizi de göreceksiniz. Bazı kitaplar gerçekten ayna gibidir, okudukça o aynadaki görüntü netleşir ve mutlaka kendinizden bir şeyler görürsünüz. Biraz daha hikayenin derinine spoiler vermeden inelim. Roman, 19 yaşında taksi şoförü olan bir gencin hikayesini anlatıyor. Bu genç adamın adı Ed Kennedy. Ed, okulunu bitirememiş, hiçbir alanda başarılı olamamış, tek yapabildiği taksi şoförlüğü olan, herhangi bir özel yeteneğe veya beceriye sahip olmayan, boş zamanlarını samimi arkadaşları ile iskambil kağıdı oynayarak geçiren, tabir caizse kendi yaşamının hayaleti olan bir gençtir. Ed'in yaşamına indiğimizde ise, hayatta nihilizm olgusu ile varoluşçuluk sancısı çeken yani hayatta hiçbir isteği, hedefi, idealleri ve amacı olmayan, tamamen bir boşluk içerisinde yaşayan ve bundan şikayetçi dahi olmayacak kadar da sıradanlığın en dip noktalarında yaşayan, bir yaşam felsefesine sahiptir. Kısacası bu adamı biraz tanıdığınızda, hiç kelimesinin bir insanda ancak bu kadar anlam bulabileceğini, ancak bu kadar yansıyabileceğini çok rahatlıkla anlayabilirsiniz. Peki Ed, bu durumdan rahatsız mıdır? Elbette hayır, hayatının hep böyle devam edeceğini kabullenmiş ve bu durumu benimsemiştir. O kendi ile olan durumuna hatta çevresine karşı olan her şeye tamamen duyarsızlaşmış biridir. Biraz onu zihnimizde betimlemek istersek yani onu anlayabilmek istersek gözlerinizi kapatın ve suyun derinliklerine daldığınızı hayal edin, gözlerinizi açın ve etrafınıza bakın, ne bir ses ne de net bir görüntü. İşte tam olarak Ed'in hayata karşı duyarsızlığı bu şekildedir. Lakin bu durum, bir anda bir mermi gibi dalıp tüm yaşam düzenini değiştiren bir olayla karşılaşana denk sürer. İşte bu hayatını değiştirecek, onu hiç bilmediği ve aklının ucundan dahi geçmeyecek serüvene, bir gün posta kutusuna gelen iskambil kartı ile başlar. Bu gelen iskambil kağıdı, hayatın boşluğunda tatlı bir uykuya yatmış adamı, bir tokat etkisi gibi uyandırır. Her şey, bir tesadüfler serüveni mi yoksa bazen tesadüfler de aslında planlana bilirmi, işte bu duruma da sizler karar vereceksiniz. Şimdiden okuyacak okurlara iyi okumalar diliyorum.
Hiç Kimse Sıradan Değildir
Hiç Kimse Sıradan DeğildirMarkus Zusak · Martı Yayınları · 20205,5bin okunma
·
282 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.