Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

104 syf.
·
Puan vermedi
Albert Caraco öyle birisi ki, Nietzsche onun yanında Pollyanna kalır...Söylediklerinde doğruluk payı olsa da, düşüncelerini çok ama çok sağlıksız bulduğumu söylemeliyim. Fikirleri arasında cımbızla seçebileceğim, hoşuma giden birkaç fikri oldu yalnızca. Bunlar da anaerkil ve ilkel toplumlara geri dönüşle ancak huzura ulaşabileceğimiz düşüncesi. Bu noktada bir anarşist gibi yaklaşıyor görünebilir ama hayata soldan bakan birisinin Caraco'nun yaklaşımını kabul etmesi çok zor. Üremenin büyük bir sorun olduğunu ve özellikle fakir insanların üremesinin daha da büyük bir hata olduğunu söyleyen birisi Caraco. Bir yerde şöyle diyor: "Yoksulluğun tehdit ettiği bir dünyada her yoksul aile sefaleti arttırır, her yoksul aile, varlığı nedeniyle zaten kriminaldir." Yoksulluğun tehdit ettiği dünyada suçlu, çocuk sahibi olmak isteyen yoksullar mıdır? Onlara gelesiye kadar onları yoksullaştıranlara ne demeli? Aile kurumunu da ağır şekilde eleştirirken, hak verebileceğim bir durum olarak kadının köleleştirilmesinden bahsediyor. Ama şöyle de bir şey söylüyor: "Otuz bir çekenlerle ve oğlancılarla dolu bir dünya bizimkinden daha az sefil olurdu." Gerçekten öyle mi olurdu? O zaman da oğlanları köle yapmaz mıydık? Değişen sadece kölenin cinsiyeti olurdu. Kitabı boyunca insanların neler yaptığını anlatıp durmuş. Adeta distopik bir roman gibi olsa da, dünyayı tasvir edişinde haklılık payı olduğu açık ama bu sorunlara getirdiği "daha az insanın yaşaması gerektiği" şeklinde yorumlanabilecek çözümleri gerçekten inanılmaz! Tüm bunlar yetmezmiş gibi, iyimserliğin ve umudun bize çok büyük zararlar verdiğini belirtmeyi de ihmal etmiyor ayrıca. Yazarın hakkını da vermem gereken bazı noktalar var. Dünyayı doğru bir şekilde tasvir ediyor ve sorunları çözümlere bağlı kalmaksızın incelediğinizde ona hak vermemek imkansız. Ama, bu denli karamsar bir zihinle ne kadar parlak çözümler üretilebilir, bundan emin değilim işte. Benim devrimim, anaerkil toplumlara geçiş diyor ama kadınların gücü ele geçirdiğinde (erkeklerin yerine geçtiğinde), erkeklerden farklı davranmayacağını garanti edebilir mi? Ayrıca, hangi devrim umutsuzluktan doğabilir ki? Açıkçası benim aklım almıyor bunu... ek: Bir şey daha ekleyeyim, Dağınık oldu farkındayım, affınıza sığınıyorum. İlkel dönemlerde anaerkil toplumların olduğu düşüncesi tam olarak gerçeği yansıtmıyor. Birçok antropoloğa göre, tarihte anaerkil toplumlar var olmadı. Bu da, yazarın savını zayıflatıyor.
Kaos'un Kutsal Kitabı
Kaos'un Kutsal KitabıAlbert Caraco · Sel Yayınları · 20162,180 okunma
·
50 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.