Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

216 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
7 günde okudu
Sevdiğim bir arkadaşımın heyecanla 'Esra bu saatte rahatsız ettim ama bu kitabı mutlaka okuman lazım' diyerek beni de heyecanlandırdığı, ve heyecanıma karşılığını kesinlikle veren bir kitaptı. İki hücrenin birleştiği andan itibaren belirlenen kadın cinsiyetinin, o birleşmeden ölene kadar sırf 'kadın' olduğu için bilinçaltına yerleşen her türlü olumsuz yargının bu hayat yolculuğu boyunca kadınlık fizyolojisinde kendine sıyrılıp ortaya çıkma imkanı bulduğu her anda bedende hastalık olarak varlığını hissettirişini, idiopatik diye adlandırılan durumlar başta olmak üzere esasen organik patolojinin oluşmasında da büyük rolü olan bu bilinçaltındaki gerçek dışı yazılımlardan nasıl bir yol izlenerek kurtulabileceğimizi, kadının kendi benliğini ve değerini hangi yolla en doğru ve en huzurlu şekilde tanıyıp fizyolojisini de en uygun hale döndürebileceğini anlatıyor jinekolog doktorumuz Ayşe Hanım. Hem bir kadın olarak hem de hasta doktor ilişkisinde karşımda yardım bekleyecek olan insana ilaç tedavisinin yanısıra, içinde bulunduğu durumu en güzel nasıl anlatabilir ve hastalığını tanımasını, anlamlandırmasını, kendisinin ve bedeninin ne kadar değerli olduğunu ve hastalığından kendi emeğiyle kendisi için nasıl kurtulabileceğini anlatma hayalinde olan bir hekim adayı olarak gerçekten ufkumu açan ve çok iyi hissetmeme yol açan bir eserdi. Bazen cümleleri kafamın içi kadar bir karışıklıkta sıralanmış bulsam da :) gerçekten insanın huzurlu, sağlıklı, olması gerektiği gibi bir insan olabilmesinin, yaşantısındaki maddi manevi önemini, yaratıcısının kılavuzunu takip ettiğinde insanın hayatında imkansız gibi görünen nelerin ters yüz olup değişebileceğinin farkına ilk defa veya yeniden(çünkü insan pek unutkan ve nankör...) varabilmeye niyeti olan kadın-erkek herkesin okuyup hayatına yalnızca kadın hastalıkları açısından değil, genel olarak da çok güzel bir bakış açısı katabileceği bir kitap. Biraz daha içeriğin ayrıntısına değinecek olursam da; Ana rahmine düşüşten, kız bebek olarak doğana, ilk adet kanamasıyla kadınlık fizyolojisinin farklılıklarını ve özelliğini vücudunda, zihninde, duygularında, davranışlarında hissetmeye, bir aile kurmaya karar verip evlenmeye, cinselliği utanılıp çekinilecek, asla söz sahibi olunamayacak, yalnız erkek için var olan önemsiz bir ayrıntıymış gibi görmeye, evliliğe ilk karar verişten itibaren, 'iyi bir eş' ve anne olma baskısını hissederek huzurla yaşanması gereken kadınlığın birçok güzel deneyiminden mahrum kalmaya, anne olabilindiyse eğer bu kez de anne çocuk ilişkisinde bu eskimiş yazılım programıyla hala kendi değerini belirleyememiş olan kadının bu kez de çocukları üzerinden bu tatmini sağlamaya çalışmasına, menopozla birlikte de kadın olarak artık hiçbir değerinin kalmadığı algısıyla bir bunalım da orada yaşamaya kadar, kadının yaşamının her anında üzerine yüklendiği fazlaca sorumluluk altında nasıl, hangi yanlış düşünce kalıplarıyla ezildiğini ve bunların psikolojiden yüzeye çıkıp kadının her anında farklı bir tat alabileceği, bir rahmet bulabileceği, yaratıcısının kudretini bedenindeki mucizevi değişimlerle görüp algılayıp şükredebileceği onca farklı durumu kadına ve eşine, çocuğuna, çevresine nasıl zehir edebildiğini bir kadın hastalıkları ve doğum uzmanından, ilahi bir bakış ve fenni bilimin harmanlanmasıyla öğreniyoruz. Her olaya bakmamız gereken şekliyle öğreniyoruz kadınlığı da yeniden. Muhakkak okuyun, zihin-beden tıbbı nedir ne değildir, bu konuda da yeni bir pencere açmak hiç fena olmuyor.
Kadınlığın Keşfi : Ruh - Beden - Zihin Bütünlüğünde
Kadınlığın Keşfi : Ruh - Beden - Zihin BütünlüğündeAyşe Duman · Hayykitap · 2021731 okunma
·
898 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.