Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

335 syf.
·
Puan vermedi
·
13 günde okudu
"Benim için en önemli şey aşk değil, paradır." cümlesini kurarsanız, yazar size şöyle cevap verecektir; "Bu, sizin parayı sevdiğinizi gösteriyor." Bir başkası "benim için en önemlisi aşk değil, iştir." derse, yazar ona da benzer bir cevap verecektir; "Bu, sizin işinizi sevdiğinizi gösterir." Aşk deyince yalnız bireysel ya da ilahi olana değil, herhangi bir nesneye (nesneyi sadece cansız varlıklar için değil, her şey için düşünmeliyiz) yönelmiş sevgiyi kast ederiz. İşte bu sevgi, hayatımız boyunca bizimle beraber olur. Cinsellik deyince de durum aynıdır. Freudyen literatüre baktığımızda, cinselliğin yalnızca genital birleşmeden ibaret olmadığını görüyoruz. Peki Ölüm?. Ölüm için de aynı şey geçerlidir. Yaşamımız boyunca her şeyi öldürürüz. Nasıl mı? Mesela zamanı öldürürüz. Mesela yediğimiz gıdaları öldürürüz. Mesela kendimizi öldürürüz, Hayatımızın bir bölümünü yok sayarak... Zeze gibi, insanları içimizde öldürürüz. Oysa herkes öldürüyor sevdiğini işte.. Ve en sonunda, bir nesne tarafından öldürülürüz. Bu da son ölümümüz olur. Şimdi yeni bir soru sormamız gerekiyor; Peki nasıl yaşatıyoruz? Aşkı, cinselliği ya da ölümü nasıl yaşatıyoruz? Ölümü yaşatmak kavramı biraz saçma gibi gelebilir ancak biraz düşündüğümüzde, aslında en çok ölümü yaşattığımızı görüyoruz... Pascal, aşırı yakınlık ya da aşırı uzaklığın, görmeyi engellediğini savunurken, farklı bir tartışma konusu açıyordu. Kişisel sevgi mesafesi ne kadar ya da ne şekilde olmalıdır? Cevabı yine Antik Yunan'da buluyoruz. Üç farklı sevgi tipi tanımlanır; 1- Eros; Freud'un da kullandığı bu kavram, kökeninde cinselliği barındırmıyor. Erotik, erojen gibi kelimeleri kendisinden türetmiş olsak da, eros'un temsil ettiği sevgi, cinsellik değil aşktır. 2- Philia; bu kavramı "dostluk" üzerine değerlendirebiliriz. Kültürel olarak buna kardeşlik ya da kankalık olarak da bakabiliriz. 3- Agape; Tanrısal sevgi olarak bilinir. İçinde cinsellik ya da menfaatin bulunmadığı, saf ve öz sevgi. İşte bu sevgi hakkında pek deneyimimiz olmadığı için üzerinde duramıyoruz. İşte bu 3 sevgi türü, düşünürlerin de katkılarıyla, yazarın ilk bölümünü oluşturuyor. İkinci bölüm ise, Seks ve Ölüm denklemine göz atıyor. Cinsellik nedir? Bu soruya cevap verilerek başlıyor bu bölüm. Sadece yazarın kendi görüşü değil elbette. Platon'un iffeti, Augustinus'un kösnüllüğü, Montaigne'nin utangaçlığı, Schopenhauer'un yaşama iradesi, Feuerbach'ın ahlakı ve Nietzsche ve Kant'ın savları... Tüm bu isimlerin, konunun önemine dair yaptığı açıklama ve sınıflamalarla kitapta yer alıyor. Kitabı okurken sadece yazarın değil, yukarıda bahsedilen isimlerin de konu hakkındaki görüşlerini öğreniyoruz/hatırlıyoruz. Üçünü bölümde ise; Tutku ve Erdem kavramlarını görüyoruz. Nedir Tutku Nedir Erdem? Bu kavramlar için dostluk ve çift olmak hakkında konuşmamız gerekiyor. Dostluk derken, Aristotelesin dostluğundan bahsediyorum. İnsan nasılsa birden fazla kişiye aşık olamaz, birden fazla kişiye de dostça yaklaşamaz diyor Aristotoles. (Şahsen birden fazla nesneye aşık olunabileceğini düşünüyorum ve tabiki birden fazla dostumuz olabileceğini de) Herkesin dostu olan, dost değildir der Aristotoles. Daha sonra ise "Dünyada dost yoktur et dostlarım" diyecektir. (Ne yaşattılar kim bilir). Ve konu hakkındaki çarpıcı formülünü verelim; dostları olanın, dostu yoktur. Sanırım bu konuda bize açıklık getirecek kavram, cinsellik oluyor. Cinsel güdüler neticesinde yaşanan bir dostluk ya da yaşanmayan bir şey aşk... Bu sanırım herkesin kendine has bir durum... Şehvetten ilahi aşka erişilebilir mi? Şair, ben sende Tanrı'yı buldum derken, bulduğu şey gerçekten Tanrı mıydı? Bu soruyu, Pascal'dan cevapladığımızda, karşımıza ilginç bir şey çıkıyor. Acaba ne? İşte o cevap kitapta yer alıyor. Kitabın sonunda yer alan makalede ise "hiçleşmek" ten bahsediliyor. Ama Nietzsche üzerinden değil, Simone Weil'in felsefesinden.. Weil, Tanrı'ya dair sorular sorup cevaplar bulmakta. Sevgi konusu bir çok düşünürce (ben hariç) Tanrı ile birlikte ele alınıyor. Hatta Tolstoy bu konuda harika bir kitap yazmıştı. Ama ben o kadar sevgi dolu bir insanım. Eğer bir gün bu konuları ele alacak olursam, sevgiyi değil adaleti vurgularım. Ama şimdilik düzene uyup, kitabın, bugün olmasa bile bir gün okunmasını tavsiye ederim :)
Cinsellik, Aşk ve Ölüm
Cinsellik, Aşk ve ÖlümAndre Comte-Sponville · İletişim Yayınevi · 201977 okunma
·
413 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.