Tolstoy'un ağabeyiyle beraber daha iyi bir eğitim alabilmeleri adına, babalarının gözetiminde, taşradan kente olan yolculuklarıyla başlayan bir serüven. Soylu ve köklü bir aileye mensup olan Tolstoy'un kent yaşamına uyum sağlayabilmesi epey zorlayıcı olacaktır, daha yeni yeni ayak uydurmaya çalışırken küçük yaşlarda annesini kaybetmesiyle ise yaşamı daha farklı bir hâl alacaktır. Çocukluktan ergenliğe geçişin dikenli yolları epey canını yakacak, kendini diğer insanlarla kıyaslamasıyla zihninde olabildiğince hâkir bir vaziyete düşecektir. Davranışları, hâl ve hareketleri işin içinden çıkılamaz bir şekilde tuhaflaşacak, insanların içinde bulunduğu vaziyetleri derin bir sükûnetle tahlil edecektir. Yaşamının ilerleyen safhalarında ise tam ters bir istikâmette, felsefenin derin sularına kendini bırakmasıyla zekâsının diğer insanlara nazaran daha kıvrak olduğuna inanacaktır.
Tolstoy'un kendisi ve diğer insanlar hakkındaki tahlilleri sizleri epey bir şaşırtacak, şimdiden keyifli okumalar diliyorum güzel okuyucular.