Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

509 syf.
1/10 puan verdi
Bir Garip Cinsellik Yazımı
Öncelikle yazarla başlamak gerekirse kendisi hakkında okuduğum bir yazıda özetle, Stalin sonrası SSCB'nin izlemek zorunda kaldığı detant politikası sonucunda ABD'nin, Avrupa'da radikal sol hareketlerin akademik alandaki uzantılarını kırmak amacıyla daha ılımlı düzeyde sol eğilimi olan bazı bilim insanlarını yapay bir yüceltme ile zirveye taşıdıklarını, Foucault'nun da bu şahısların en bilineni olduğundan bahsedilmekteydi. Foucault üzerine henüz başlangıcında olduğum okumalar ile bu görüşü kabul etmenin acımasızlık olacağını bilmekle birlikte yazarın kaleme aldığı "Cinselliğin Tarihi" kitabı yukarıda bahsettiğim dedikodu/teorinin kanıtı niteliğinde bir izlenim sundu. Kendisinin tarih alanına yaptığı büyük katkıların yanı sıra Google Scholar verileriyle birlikte 1 milyon üzerinde olan alıntı sayısı bugün kendisini dünyanın en çok alıntı yapılan bilim insanı konumuna getirmektedir. Ancak özellikle "Cinselliğin Tarihi" adlı eserini okuyan bir okuyucunun Foucault'yu nasıl yücelttiğine hayret etmekteyim. Ele aldığı tüm konular maksimum 150 sayfada bitirilebilecek bir antik eserler okuması olmaktan ileri gidememekte. Başlık çok şey vadetse de içerik tam bir hayal kırıklığı. İlk sayfalarda bahsedilen konular ilerleyen sayfalarda sürekli bir tekrar bulmakta ve kronolojik bir anlatımdan uzak. Ayrıca, Antik Çağ'dan bahsederken araya giren Hristiyanlık sıkıştırmaları dikkatli bir okur için sinir bozucu. Cinsellik başlığı altında "Roma ordusunda asker sayısının artışı" gibi alakasız konular okumaya hazırsanız tercih sizindir. Kitabın bilgi vermediğini söylemek acımasızlık olacak olsa da 500 sayfa laf kalabalığı olarak sunulmuş ve bahsettiğim gibi herhangi bir tarih yazımı olmak bir yana üniversitede biraz eğitim görmüş herhangi bir öğrencinin de yapabileceği Antik eserlerin derlenmesi gibi kötü bir editör komedisi ortaya çıkmış. Ölümü sebebiyle yalnızca 3 cildini yazabildiğini bildiğimiz bu eserin diğer 3 cildini yazamaması bu uğurda kesilecek olan ağaçlar için büyük şans olmuş. Bu kitap için yazarın başyapıtı gibi tanımlamalar ise hayret edecek cinsten. Bundan önce okuduğum yazarın "Hapishanenin Doğuşu" adlı eseri de oldukça hayal kırıklığına sebep olmasına rağmen "Cinselliğin Tarihi"nden birkaç gömlek üstündü. Ne tarih ne felsefe ne sosyoloji kalıplarının hiçbirisi içine oturmayacak dağınık bir derleme denilebilir. Sonuç olarak büyük hevesle başladığım ve ilgi alanıma hitap eden başlıklı bu kitabı 1 puan vererek şereflendirdiğimi düşünüyorum. Kitaptan yaptığım tüm alıntıların eserde bahsedilen filozoflardan olması her şeyi kanıtlar nitelikte. Kısacası eğer diğer kitaplarında da bu yazım şekli ve manasızlık devam ederse Foucault, gözümde Batı'nın şişirdiği bir balon olmaktan öteye gidemeyecek gibi görünüyor.
Cinselliğin Tarihi
Cinselliğin TarihiMichel Foucault · Ayrıntı Yayınları · 2010755 okunma
·
191 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.