Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

96 syf.
4/10 puan verdi
·
8 saatte okudu
İnsan Bu Kitapla Yaşayamaz!
YouTube kitap kanalımda İnsan Neyle Yaşar? kitabını neden en çok Türkiye'nin okuduğundan bahsettim: ytbe.one/FLNbCSjFh2I Tolstoy'un bu kitabından çok daha sağlam kitapları varken neden bu kitap bu kadar abartılıyor? Bu kitabı okurken kendimi patileri arasında kuru ekmek tutan köpek yani Ekmek Reis gibi hissettim. İtiraflarım kitabında en derinlerinden kopup gelen itiraflarını, Savaş ve Barış kitabında devletler arasındaki siyasi savaşlar gibi insanların da içlerinde devam eden savaşları ve barışları, Anna Karenina kitabında doğru bir aile mutluluğunu, fiziksel çalışmayı ve toprağı işlemeyi öğütleyen bir Rus halkçılığını anlatan Tolstoy, geliyor bu kitabında kötülüğe karşı koymamayı, sefaleti, fakirliğin insana katacağı manevi değerleri ve ponçik bir sevgi anlayışını falan savunuyor. Yoo dostum yoo, dünyanın en iyi yazarı da yazmış olsa bunları hiçbir zaman savunamam. Sefalet övücülüğün toksikliğini nerede görsem bana direkt olarak bir tiksinti gelir, Wolfgang Borchert'in "İnsanın karnı tok, sırtı pek oldu mu başkalarının yoksulluklarını okuması, merhamete gelip iç çekmesi ne tatlıdır." sözlerini hatırlarım. Tolstoy Bey'in yaşantısını bilmeyenler için diyorum bunu çünkü kendisi girdiği kaplıcaların suyunu bile içecek kadar zengin bir yazardı. Sonrasında fakir Rusların halinden anlamak için bile isteye fakir kıyafetleri giyip dışarı çıkmış ve bu yaşantısından dolayı böyle kitaplar yazmış olsa da saraylarda zenginlik içinde yaşadıktan sonra halkına sefil olmayı, aza tamah etmeyi öğütleyen insanları hiçbir şekilde anlamıyorum. Sırlar Dünyası fon müziğiyle birlikte okumanızı tavsiye ettiğim bu kitabın 38. sayfasında aynen şu cümleler yazıyor: "Sana küfrederlerse, susacaksın (...) Biri sana tokat atarsa öteki yanağını çevireceksin; hak ettiğini düşünüyorsa bir daha vursun" BRUH. Yani Tolstoy'a göre ben bu incelemeyi okuyanlardan birinin evine V2 balistik füzesinden atıp evini yok etsem o kişi susacak ve hatta bana "Yaa Oğuzcum bizim diğer evi de füzeler misin acabaa, onu unuttun" diyecek? Böyle bir dünya yok arkadaşlar. Kitabın 85. sayfasında "Yarım asır mutluluğu aradık, zenginken hiçbir şey bulamadık; şimdi hiçbir şeyimiz yok, başkasının yanında yaşıyoruz ama öyle bir mutluluk bulduk ki daha iyisini istemiyoruz" Yok ya? Yani ben şimdi bütün malvarlığımı dağıttıktan sonra arkadaşlarımın yanında yaşamak için onları darlasam ve bu resimdeki gibi bir köpek olsam çok daha mutlu olacağım yani? pbs.twimg.com/media/D2scHivWs... Bırakalım bu işleri Tolstoy. İnsanlar Tolstoy ismini gördüğünde "Vay arkadaş, adam koskoca Tolstoy, o ne yazsa beğenirim!" mantığında düşündükleri için genelde romantik bir okur gibi davranıp sevdikleri yazarlara toz kondurmamayı tercih edebiliyorlar. Fakat ben yazarlara toz kondurmayı çok severim. Evet, Tolstoy muhteşem bir yazardır fakat her kitabının da kusursuz olması gerekmez. Parası olmayan insanın içinde salt sevgi, saygı, çiçek, böcek barındırarak yaşamına muhteşem kaliteli bir şekilde devam edebileceğini hangi yazar söylerse söylesin bir okur olarak benim eleştirilerimi de hak etmiş demektir. Kitaba bu kadar şey deyip 4 puan vermemin sebebi, Tolstoy'un içindeki Tanrı'yı bulduktan sonraki ilk eserlerinden birinin "İnsan Neyle Yaşar?" kitabı olması. Tanrı düşüncesinin insanların hayatını ne denli etkileyebileceğini bu kitaptaki öykülerde görebiliyoruz. Fakat bu konuda da yine küçük bir eleştirim olacak... Tamamen münzevi, bir lokma bir hırka hayatın seçimini yaparak bu dünyayı daha müthiş bir yer haline getirebileceğimize kesinlikle inanmıyorum, bunu da bir Müslüman olarak söylüyorum. Münzevi takılmayı tercih edip içimizdeki Tanrı sevgisiyle bir ömür kimseye faydası olmadan yaşamayı istemek neresinden bakılırsa bakılsın büyük bir bencillik gibi geliyor bana. Esas olan o Tanrı ve insanlık sevgisini alıp icatlar üretebilmek, insanlığa yararlı şeyler bırakabilmek ve kendimizden bir şeyler verebilmektir, Tolstoy'un dediği gibi sefaletle olacak işler değildir bunlar. Salgın için aşı bulan Uğur Şahin ve Özlem Türeci bu kitabı okuyup sadece sevgiyle yaşamayı tercih etseydi şu an dünya hala virüsle uğraşıyor olurdu... Ayrıca şunu da söylemem gerekir ki, Tolstoy'un bu kitabı bana tam bir malum parti vibe'ı verdi. “Bir tarafta açlık ve yoksulluk bir tarafta şatafat varsa burada bir sorun var demektir” alıntısını ve kimin söylediğini hatırladım. Yani kendileri saraylar ve şatafat içerisinde yaşayıp da israfın dibine vururken halkına aza kanaat etmesi gerektiğini söyleyen insanları hatırladım. Aç karınlarıyla gezen halkına şov yapacağım diye elde kalmış soğan ve patatesleri dağıtıp matah bir şey yaptığını sanan insanları hatırladım. İş yapamadıkları için borç ve vergi batağına düşmüş esnafların haykırışlarını, ödeyemediği borçlarından dolayı intihar eden insanları umursamamalarını ve nedense onların Tolstoy'un dedikleriyle yaşayamadıklarını hatırladım. Hatta bu kitabı okurken 7 Şubat 2021 tarihli Takvim gazetesinin kapağında yazan "Alışverişe tek başına ve tok karnına çıkın, çocuklar olmasın. Sebze, meyve, süt, et alın, abur cuburdan kaçının. Pahalı ürün göz hizasındadır, yukarıya ve aşağıya bakın" gibi neandertal seviyesinde düşük zekalı tavsiyeler içeren o manşeti hatırladım. O yüzden siz siz olun, hiçbir zaman için sefaleti ve kötü hayat koşullarında oluşan bencil bir Tanrı sevgisini insanlara harika bir şeymiş gibi anlatmayın... İnsan, parayla yaşar. Hepsi bu! "İnsan neyle yaşar?" sorusunun cevabı her insan için değişir fakat en azından benim Tolstoy'un bu kitabıyla yaşamayacağım kesin.
İnsan Neyle Yaşar?
İnsan Neyle Yaşar?Lev Tolstoy · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2019191,5bin okunma
··4 alıntı·
1 artı 1'leme
·
31,9bin görüntüleme
Deniz Terzi okurunun profil resmi
Ben de aynı düşüncelerle okudum. Hatta bir noktada bu ne saçma bakış açısıymış diyerek bırakmayı düşündüm. Anlatmak istedikleri güzel ama anlatma biçimi vasat geldi. Yine de okudum Tolstoy sonuçta.
Geri14
42 öğeden 41 ile 42 arasındakiler gösteriliyor.
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.