ah, cesur yeni dünyabu kitaba inceleme yazmak niyetiyle başladığım için ince eleyip sık dokumam, kelimelerden cümlelerden anlamlar aramam, notlar çıkarmam gerekti; haliyle bitirmek uzun sürdü ve yoruldum ama neyse ki artık o büyük gün geldi. cesur yeni dünya kitap incelememi okuyorsunuz.
kitabı önceki yıllarda okumuştum fakat sonra unutmuşum. zannımca bir kitabı hakkında sohbet edemeyecek kadar unutmak onu okumamış olmakla eşdeğerdir. bu yüzden bu uygulamayı kullanıyorum, incelemelerimi dönüp okurum, kitabın içeriğini ve konusunu anımsarım... bir diğer sebebiyse küçük de olsa bu dünyada edebiyat ve edebiyatı açıklamak adına bir iz bırakmak. ne kadar başarılı olurum bilmiyorum.
hakkında üniversite tezi yazilabilecek nitelikte bir kitap bu. yazıdan ziyade yazıldığı dönemin önem arz ettiği ve baz alınması gerekildigi, rol çaldığı eserlerden, geleceği gören ütopik bir kitap.
kitap 1931 yılında yazılıyor. biz o zamanlarda yeni yeni Türkiye Cumhuriyeti'ni kuruyor ve temellendiriyoruz. tarih bilgim mükemmel değildir ,olmasını isterdim, bu sebepten dönemin şartlarıyla ilgili çok fazla izahat veremem. Sonsözden anladığım kadarıyla büyük bir kargaşa ve onlarca dönüm noktasının arasında, Huxley bu kitabı, Amerika'nın dünyayı getireceği hali alaycı bir şekilde anlatmak için yazmış. kitabın bir hiciv mi, proje mi, yoksa kehanet mi olduğunu kendisi de bilmemekle beraber, bilirsiniz bazı kitaplar kendi kendisini yazar, birçok belirsizliğin içinde bu eseri ortaya koymuş. kitap; Huxley'in kitaptan sonraki röportajlarında ifade ettiği ve artık bizim açıkça etkilerini hissettiğimiz Amerika'nın geleceği, Dünya'nın geleceğidir üzerinde temellendirilmiş. Merkezi otoriteler tüm dünyaya hakim, tüm çağdaş dünyada tek bir din ve aynı hipnopedik yargılar...peki istikrar nasıl sağlanıyor? gelin inceleyelim.
bebekler anne karnında değil, olabildiğince tomurcuklandırılarak çoğaltılmış yumurtalarda tek tip olmak üzere "üretiliyor". kaderleri önceden belli, kim olacakları, ne iş yapacakları belli. kendi hür iradeleri yok diyebiliriz, bunca insan çarkları döndürmek için robot gibi programlanıyorlar. bunu söylerken şaka yapmıyordum, hipnopedik yani uykuda öğretme yöntemiyle, bebeklikten çocukluğa kadar yıllarca fikir ve düşünceler uykuda aşılanıyor. atasözü yerine, hipnopedik söz terimi kullanılıyor çünkü geçmişe dair her şey silinmiş. tarih bilgisi yasak.
bir eşcinsel olarak, kitaptaki "herkes herkes içindir" anlayışına rağmen neden eşcinsel ilişkiler yaşanmadığı konusunda kafa yoruyordum ki cevabı yine kitapta buldum. hipnopedya ile eşcinsellik engelleniyor. büyüme döneminde, çocuklukta kendi cinsine yönelimi olan çocuklar fark ediliyor ve ayırt ediliyor. toplum düzeni uğruna tüm bireysel yönelim ve tercihlerden feragat ediliyor anlayacağınız.
bu dünya şu ankinden gerçekten farklı, çocuklar sürekli çırılçıplaklar, cinsel oyunlar oynuyorlar; cinsellik bu kadar doğalken ,hatta dayatılıyorken, anne baba gibi sözcükler onlarda öyle mahrem, yüz kızartıcı ve ayıp ki. ilk etapta algılarımın ters yüz edilmesi beni dehşete düşürmüştü.
Ford'un ismine değinmek istiyorum çünkü ben çok merak etmiştim ve sorularımın hepsinin cevabını alabildim. Henry Ford, 1930lu yıllarda bir araba devi. T model arabası gerçekten çok başarılı oluyor. kitapta Hristiyanlığa birçok gönderme var. alaycılık sezilmiyor, suni bir uğraş yok. göndermeleri anlayabilmek için yazıldığı dönemi araştırmanız gerekiyor. İsa için Lordum diyen ve haç çıkaran insanların teknolojiyle beraber dinleri de evriliyor ve artık Fordum diyerek T çıkarıyorlar. çok ilginç değil mi?
şimdi kitaptan aldığım notlar üzerine yoğunlaşalım.
kitaptaki Lenina karakteri etine dolgun olduğu için herkesçe beğeniliyor. o zamanın (1931) güzellik algısı öyleymiş demek ki.
kitap doğum kontrol hapının henüz icat edilmediği bir zamanda yazılmış olmasına rağmen, fişeklikler ve Malthus alıştırmalarıyla kısır olmayan %30luk kadın nüfusun hamile kalması engelleniyor. yazar oldukça ileri görüşlü biriymiş.
bir müzisyen olarak, sentetik müzik olayı beni çok şaşırttı. kokulu orglar, her notanın farklı kokusu var, çok ilginç gerçekten. yapay sinestezi diyebiliriz.
kitaba dahil olan Wild, Vahşi, John, Shakespeare okuyarak kızıldereliler arasında büyümüş dejenere bir karakter. olay örgüsüne dahil olduğunda, işler sarpa sarmaya başlıyor. kitabın geri kalanını anlatırsam incelemesini değil kitap özetini yazmış olurum. ilgimi çeken, hakkında konuşulması gereken kısımlarını yazdım ve bazen yorumladım.
şimdi, evet kendimi yine durduramadım, ve hiç aklımda yokken bir kitap sözlüğü daha çıkardım. uzun bir şey olmayacak,yine alfabetik. umarım insanlar faydalanır.
akkor: ışık saçacak bir aklığa varıncaya değin ısıtılmış olan
aksiyomatik: bulamadım bilen varsa yorum kısmına yazarsa çok sevinirim
aleni: herkesin gözü önünde yapılan, açık
animizm: doğanın bir bütün olarak ve her varlığın teker teker maddi varlığının ötesinde bir de ruha sahip olduğunu kabul eden görüş
aseptik: bakteri, virüs, mantar, parazit gibi hastalık yapıcı maddelerin bulunmaması veya bu maddelerle temas edilmemesi durumu
aymazlık:çevresinde olup bitenlerin, olayların ayrımına varmayan, gerçekleri görmeyen, sezmeyen (kimse)
cizvit: Hıristiyanlıkta XVI. yüzyılda ortaya çıkmış, İsa Derneği de denilen bir tarikat
dolap beygiri: bahçe, bostan vb. sulamak için kuyudan su çekmede kullanılan, aynı yerde dönüp durarak çarklı düzeneği işleten beygir (beygir: erkek at)
fihrist: alfabetik sıralamalar için kullanılan, kenarında bütün harflerin yer aldığı not defteri
fişeklik palaskası: askerlerin bellerine bağladıkları ya da göğüslerine çaprazlama olarak taktıkları, üzerinde fişek, kasatura vb. koymaya yarayan yerleri bulunan, genellikle köseleden yapılmış, enli kayış
flanel: pazen, içi havlı dışı perdahlı pamuktan dokunmuş kumaş türü
fütüristik: kendi zamanına göre ileriyi öngörebilen, ilerici-modern çizgiler taşıyan
hipnopedya: Yunan Uyku Tanrısı'nın adı olan “Hipnos” ve Yunancada “öğrenme, eğitim” anlamına gelen “pedya” kelimelerinin birleşiminden türemiş olan hipnopedya kavramı, etimolojik olarak “uykuda öğrenme/uykuda eğitim” anlamına gelmektedir
hiyerarşi: makamların, rütbelerin vb. önem sırası, astlık ve üstlük düzeni, aşama gözetilerek yapılan sınıflama
hüsnükuruntu: herhangi bir durumu kendinden yana safça iyiye yorma.
irtifa: yükseklik, yükselti
iştigal: uğraşma
kabare: çeşitli gösterilerin yapıldığı gece kulübü, özellikle atraksiyon ve revülerin yer aldığı eğlence yeri
krematoryum: cesetlerin yüksek sıcaklıklarda yakıldığı yer
küpeşte: gemilerde borda kaplamalarının en üstü, güverteden yukarıda kalan bölümler
laçka: düzeni bozulmuş, verimsiz duruma gelmiş, gevşemiş
manastır: kendilerini dine adamış rahiplerin ve rahibelerin dünya ile ilgilerini keserek yaşadıkları yapı
meskal:agave bitkisinin özsuyundan üretilen yüksek alkollü bir meksika içkisi
meskalin: kaktüsten elde edilen halüsinatif bir uyuşturucu
müteşekkir: teşekkür borcu bulunan
otuz yıl savaşları: avrupa'nın gördüğü en büyük din savaşı
pironik estet: kusursuzluğun kusur olduğu düşüncesi (postmodern ve anti estetik sanat akımlarına önayak olmuştur)
procrustes: yunan mitolojisinde kendisine konuk olan yolcuların boylarını yatağa uydurmak için kol ve bacaklarını çekip uzatan, ya da kırıp kısaltan sadist ruhlu dev. belirli kalıplar dışına taşan her şeyin standart bir yapıya sahip olması gerektiğini savunan görüşü de ifade etmektedir
ruhban: insanlardan uzaklaşıp riyazata çekilerek dünya zevklerini terk eden ve kendini aşırı bir şekilde ibadete veren kişi
tahakküm: baskı, zorbalık
tebaa: uyruk, ırk
tecessüm:görünmeye başlama, belirme
tiran: siyasal erki zorla ele geçiren ve onu kötüye kullanan kimse (bu da tanıdık geldi)
totalitarizm: tüm yetkilerin merkezîleştirildiği, devlete mutlak itaat beklenen, diktatörlükvari yönetim. Totalitarizmde bireysel özgürlüklere izin verilmez ve bireyin yaşamının tüm alanları devlet kontrolüne bırakılır. (tanıdık geldi mi?)
totemizm: bir onguna inanıp bağlanmaya dayalı dinsel uygulama ve toplumsal örgütlenme biçimi
artık bilmeniz gereken her şeyi biliyorsunuz, zira bazı kitapları okuyabilmek için önceden hazırlanmak gerekiyor, artık cesur yeni dünya için hazırsınız,
herkese iyi okumalar!