Gönderi

99 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
28 saatte okudu
KENDİNE SELAM SÖYLE!
Osmanlı topları vikont Medardo'ya çevrildiğinde oradaydım. Yeni rütbe almış genç bir teğmendi. Bir bütün olarak atının üzerinde duruyor, uzaktan bakıldığında içindeki iki farklı insan ayırt edilemiyordu. Doğduğu günden bu ana değin hiç tutarsızlık göstermemiş, özgüveni yüksek genç bir adama benziyordu. Topu ateşleyen yeniçeri, selam söyle dedi,
İkiye Bölünen Vikont
İkiye Bölünen VikontItalo Calvino · Can Yayınları · 2017521 okunma
··
3.644 görüntüleme
Mustafa A. okurunun profil resmi
Yıllar önce yazarın
Örümceklerin Yuvalandığı Patika
Örümceklerin Yuvalandığı Patika
kitabını okuyup çok beğenmiş ve üçlemeyi de almıştım. Özelikle Ağaca Tüneyen Baron'daki mizahi anlatım hoşuma gitmişti ama genel olarak üç kitabı da tam anlamıyla sindirdiğimi söyleyemem. Tekrardan seriyi okumayı düşünüyorum. Belki bu inceleme hızlandırabilir. Yine işinin ehli bir inceleme olmuş ellerine sağlık.;))
Resul Bulama okurunun profil resmi
Teşekkür ederim Mustafa hocam. Ben öykülerinden geldim bu üçlemeye. Öykülerindeki dünyayı sevmiştim. Orada kurgu konusundaki ustalığı güzeldi, daha doğrudan bir anlatım vardı. Burada ise dolaylı bir anlatım. Bu açıdan Ağaca Tüneyen Baron'u da seveceğimi düşünüyorum. Baronu ha kesmişsin, ha ağaca tünemiş, ikisi de kabulüm :) Yeterki dolaylı anlatım ve ironi olsun :))
3 sonraki yanıtı göster
Sümeyra Özat okurunun profil resmi
Savaş psikolojisine ayrı bir ilginiz var gibi Resul Hocam. Bir bakıyoruz savaş meydanında küçük bir bulutu izlerken buluyoruz sizi, bir bakıyoruz savaştan yarim dönen bir adamın tasvirindesiniz :) Kitabın ilgi çekici bir konusu var doğrusu. Calvino, henüz okumadığım ama kalemini merak ettiğim bir yazar. Güzel incelemeniz merakımı daha da perçinledi. Kaleminize sağlık, nice keyifli okumalar dilerim. Saygılarımla...
Resul Bulama okurunun profil resmi
Tam bir "pdr"ci yorumu oldu Sümeyra :) Bilemiyorum, belki de çocukluğuma inmek lazım. Şaka bir yana hayatı anlamak için savaşı anlamak gerektiğini düşünüyorum bazen. Ama asıl meselem insanla. Yarım olanıyla, tam olanıyla, tam sananıyla :) Bir de kitap olsun, film olsun, küçük bir sahneden büyük resmi gösteren anlatımları seviyorum. Teşekkür ederim güzel yorumun için, incelemelerimde ortak bir yol olduğunu duymak güzel :)
1 sonraki yanıtı göster
Gülcan Coşkun okurunun profil resmi
Kendinin yarısı kadar olabilmek güzel bir ifade.İznik şehrini inşa eden Bizanslı zenginlerin (en az 1000 yıl önce) şehrin en görünür köşe başlarına diktikleri kendi görkemli heykelleri, öldükten sonra bedenlerini hazinelerini koydukları muhteşem kabartmalarla süslü lahitleri günümüzde köylülerin tarlalarındaki taş temizleme operasyonlarında kepçe darbesiyle ortaya çıkıyor.Kim sahip olduğu bütün bir bedeni ve varlığıyla tüm zamanlara hâkim olabiliyor ki! Köylüler önce lahitleri kırıp açıyorlar teslim etmeden önce içinde işe yarar ve kendime saklayabileceğim neler var.Bir zamanlar heykellerin dikilmiş varlığın kanun demek iken bugün kemiklerinin tozu bile kalmamış. Tarih öğrenmenin faydası nedir diye sorduğumda ‘geçmişten ibret çıkarmak ‘ cevabı yaygın olarak verilir sınıflarda..Anlamına yoğunlaştığımızda kendimizin yarısı olabilme ,diğer yarıdaki tüm böbürlenmelerden kurtulmada geçmişi anlamak faydalı bir uğraş gibi görünüyor. Ne güzel bir inceleme okudum.Ben de okurken yarım olarak burdaydım:)👏🏻👏🏻
Resul Bulama okurunun profil resmi
Bir tarih öğretmeni incelemeye yorum yaptığında oradaydım... Mesajı almış, kendi birikimiyle harmanlamış ve içselleştirmiş görünüyordu. İkiye bölünenin sadece vikont olmadığını, hepimizin iki yarımızda tutarsızlıklar bulunduğunu fark etmiş olmasını değerli buldum. Kendisine bir bütün olarak teşekkür ediyorum 😊
Necip G. okurunun profil resmi
Yorumda “küçük bir sahneden büyük resmi gösteren anlatımları seviyorum” demişsiniz ya Resul hocam; ne de güzel özetlemişsiniz hem kitabı, hem de incelemenizi (sizin incelemenizde büyük resim kitap oluyor haliyle:)) Calvino ile bu yılın başında ‘Bir Kış Gecesi...’ kitabı ile tanıştım. Çok keyifli olmakla birlikte okuru oldukça hırpalayan, yoran bir kitaptı. Calvino her kitabında veya serisinde bu tarz şeyleri seven ve deneyen bir yazar olarak ön plana çıkıyor. Şu incelemeyi okuyup da kitaba ilgi duymamak neredeyse imkansız. İnsanın zaman zaman ikiye bölünmesi bana sorarsanız bir ihtiyaç. Ama bu bölünmeyi kimin yaptığı önemli tabii. Kendiniz mi yoksa bir başkası mı? Bir başkasına bıraktığınızda ortaya daha yıkıcı sonuçlar çıkabiliyor:) İnsanın cesaretini toplayıp doğru zamanda kendiyle bir düelloya çıkması bana iyi bir fikir gibi geldi:) Kılıcımı iyice keskinleştirip yapacağım bu daveti... Emeklerinize sağlık, selam ve sevgiler...
Resul Bulama okurunun profil resmi
Necip hocam edebiyatta biçemsel denemelere karşı değilim. Biri çıkıp farklı şeyler söyleyebilir, belki yeni bir çığır da açabilir bu denemesi. Ama deneyselliğin edebiyatın önüne geçtiği bir eser benim çok ilgimi çekmiyor. Örneğin bir yazar çıkıp bir harfi kullanmadan eser yazabildiğinde zorluğundan dolayı bunu takdir ediyorum fakat okuma açısından tercih etmem. Benzer şekilde bahsettiğiniz "Bir Kış Gecesi.." de farklı pencereler açabilir okurda. Deneysel olarak önemli olabilir fakat ben okur olarak sevmedim. Fakat öykü dediğimizde Calvino için tek söyleyebileceğim, "öykü nedir, iyi biliyor." Bundan sonra da ara ara dönüp oradan dersler çıkarmaya çalışacağım. İkiye bölünme konusunda tam duymak istediğim yere parmak basmış oldunuz Necip hocam. Bir düello olacaksa önce bunun farkına varmak ve içerden olmasını sağlamak gerek. İncelemenin sonunda anlatmaya çalıştığım ya masada, ya çayırda derken konunun buraya gelmesini istiyordum. Yeri seçen ev sahibidir. Silahı seçen şanslıdır :)) Katkınız için teşekkür ediyorum Necip hocam. Selam ve saygılarımla...
2 sonraki yanıtı göster
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.