Peyami Safa ya benzeyen Türk yazarımız sanırım yok. Belki siz de okurken başta dosto. olmak üzere birkaç yazarı onda görmüşsünüzdür. Eser yalnızız da olduğu gibi tıbbı terimler ve en sevdiğim yönüyle eski Türkçe kelimeleri, gerilimler, fazlaca sürükleyici yerleri, felsefe ve siyasi kısımlar da olmak üzere dolu dolu bir eserdi. Biraz okuması sabır istiyor. Sonlarda belki 20 syf kala kaç defa ara verdiğimi hatırlamıyorum oraya kadar emek veren okuyucuya bir kolaylık sağlayıp biraz daha basit ve felsefeye çok girmeden kapanışı yapabilirdi. Çünkü son kısım önemlidir akılda bizatihi en çok kalan yerdir. Kitaba yargınızın büyük yüzdesi son kısma bağlıdır.(yani sizi sıkmamamalıdır)
Peyami Safa ayrıca burada kendisini anlatmakta hem sağ hem sola kaymakta hem maddeci hem maneviyatcı.. Aslında o arada kalmayı seviyor ikisinden de kopamıyor çok dini bilgileri de bulunmakla birlikte tekrar eski ben'ine de dönebilmekte(gerçek yaşamını da öyle görmekteyim)
Bu durumu pek etkili bulamıyorum. Arada kalma hali var. Yada ruha bu kadar kolay erişmesini de gerçekçi bulamıyorum bu da onu yerinde sağlam tutmayıp eski düşüncelerine döndürebilmekte, bu tür insanlar çok bulunmakta hatta bizler de bazen yaşamaktayız.
Sanki içkili sofradan yemek duasıyla ayrılır gibi
Ve bu gitgeller dini kullanmalar münafıklığa eriştirmekte bu bilip yapmamaları tövbesiz günahlar maneviyattan haz alıp yine O'na varamamalar eşlik etmekte. Bir kök salamamak. Ders alınacak bir eser.. Hayat geçiştirilmiyor.. Ben başroldekini değil Feridi değil feridin etkilendiği şahsiyetleri sevdim onlar bize daha yakın ve gerçekçi geldi feritten ziyade..
Bildiğimizle amel etmek niyetiyle.
Herkese iyi okumalar