Murat Uyurkulak edebiyatımızın John Fante'si bana göre. Kitabı okurken sağında solunda şarap izleri kalmış. Bu kitabı yorumlamaya aslında yeterli bir sebep. Travmalarla dolu hayatımızda alkol, bitiklik ve umut dolu hikayeler çıkarmaya bayılıyoruz. Hoca, Amca, Baba, Ben ise erkeklik düzleminde ilerleyen tekdüze karakterlerin hayatta tutunabilme öykülerini hem mizahi hem de gerçekçi biçimde yer alıyor. Kitap için iki eleştirim var. Birincisi ana fikri oluşturan eksenden yani 4 bölüme ayrılmış kitabın ilk bölümünün tamamen tüm kitabı kapsaması gerekliliği (burada farklı disiplinler biraz yormuş.) İkincisi ise dergilerden toplanan metinlerin toplanmış halini direkt kitaplaştırma olayını sevmeyişim. Dergiden zaten okuduğumuz hikayelerin üzerine 4-5 ayrı bölüm görmek güzel olurdu. Böyle bir durum ticari bir hamle gibi geliyor ve okuyanları üzüyor bana göre. Yine okuduk ama memnun değilim bu durumdan.