Arka arkaya iki Peyami Safa kitabi okumus oldum bu ay.Bu defa Canan adlı kitabın bende olusturdugu izlenimleri aktaracagım.Itiraf etmeliyim ki kitabı okurken baştan sona sinirlerim hop oturdu hop kalktı.Sonunu da sevmedim zaten .Genel anlamda kitapta yaşananlara bakınca erkeklerin yaptıgı pek çok eylemin herkes tarafından olağan karşılanması ,aldatmanın,hesapsız mal mülk satmanın normal görüldügü diger tarafta ata binen bir kadın hakkında laf edilecegini düşünmeleri sinirlendirdi beni.Daha nice örnekler verebilirim.Simdi Peyami Safa severler kızacaktır bana,kitabın yazıldıgı zamanı düşünmemis oldugumu sanmayın,günümuzde de degişen pek bir şey yok!Yazarın insan psikoloji üzerine anlatmak istediklerini anlamamakla suçlayacaklardır.Onu da anladım efendim anladım ama benim sinir oldugum nokta karakterlerin yaşadıkları degil cevredekilerin davranışları oldu.
Ah içimden geçenleri size yazmayacam da kime yazacam degil mi?Kitabın konusundan kısaca bahsedeyim de yukarıda yazdıklarımı desteklesin. Canan adinda bir kadın herkes buna aşık.Ugrunda neler neler feda ediliyor.Bu aşıklardan biri evliligini bitirir ve Canan'a kavuşur.Geride kalan eşine,her erkek böyle şeyler yapar geri döner dolaşır sana gelir elbette derler, falan filan. Aşktan gözü kör olan adamsa Canan'in kulu kölesi olmuş ama olaylar hiçte onun istedigi gibi gitmez.
Yazar kuşkusuz Türk edebiyatinin önde gelen isimlerinden ama okurken beni şaşırtan etkisinden çıkamayacagım satırlar okumak isterdim.Izlemek istemedigim diziler gibiydi kitap adeta.Kitapla ve sevgiyle kalınız.