Gerçek olan insanın kendi yolunu kendi eliyle çizdiği, geleceğinin tek hakimi olduğuydu. Herkes aynı ölçüde önemliydi. Her şeyden önce de eyleminin yönünü ve amacını bilmeliydi insan. Eyleminin yalnız kendini bağladığına inanan, büyük bir yanlışlığa düşerdi. Bir araya gelen eylemeler, yavaş yavaş toplumu kurarlardı. Bir kadının elinde körü körüne kumaşa batıp çıkan iğne, güzel bir işlemenin ortaya çıkışına katkıda bulunurdu.